- 15.05.2012 00:00
Muktedir Menfaat,Siyasetçi Avcıları
Önümüzdeki hafta sonu, AK Parti, ‘Düzce İl Başkanı’nı seçecek.
İktidardaki AK PARTİ’nin İl Başkanı olmak öyle kolay iş değil.
Düzce siyaseti dedikodu, ayak oyunları, entrikalarla dolu.
Her dönemin iktidarlarının hemen yanına geçen ‘siyasetçi avcıları’ dedikodu kazanlarını kaynatıyorlar.
O nedenle il başkanı olacak kişi dikkatli olmalı, gardını çok iyi almalı, kendi geçmişinin kritiğini iyi yapmalı, denetim mekanizmasını düzgün çalıştırmalı, okul kantinlerinin ihalelerine kadar düşen çıkarlar siyasetini sürdürecek bayağılıktan ve çukurdan kurtulmalıdır.
İktidar Partisinin temsilcisi konumundaki bu makamın sorumluluğu büyüktür
Tarih boyunca siyaset ya Rahmani veya Şeytani şekilde yapılmıştır…
Ya Değerler için siyaset veya Çıkarlar için siyaset.
Birincisi toplumsal ve ulvi değerlere hizmet için yapılır.
İkincisi ise bireysel çıkarcı, yağmacı süfli zihniyetle yapılır.
Değerler siyasetinde; muhasebe, murakabe ile yaptıklarını ve yapacaklarını denetleyen hesaba çeken, hizmet etme ahlakı ve erdemini taşıyan bir anlayış vardır.
Çıkarlar siyasetinde ise,tüm yüksek değerler ve erdemler göz ardı edilir, bireysel çıkarlar, akraba, yandaş ve gurup çıkarları öne çıkarılır ve kamu malı ve değerleri yağmalanır.
Kamu vicdanına ve halkın sesine kulak verirsek şehir siyasetinin Değerler siyaseti mi Çıkarlar siyaseti mi olduğunu ayırt edebiliriz.
Şehirdeki kamu vicdanının sesine kulaklarınızı açarsanız mevcut düzeni çok rahat anlarsınız...
Şehrin dört bir yanını gezip dolaşarak, olanı, biteni kolaçan ederek, konuşulanları dinleyerek, şehrin yorumunu dikkatlice okumak yeterli olacaktır. Camlı veya saydam köşklerde oturarak bunu anlayamayız, ‘siyasetçi avcıları’nın oyuncağı oluruz.
Bir de başka türlü siyaset yapma var. Bu daha çok kişisel zaaflarını aşamamış, hırs, kin, nefret, hased vb duyguların hakim olduğu yerel ve bölgesel siyaset. Aşk, sevgi, merhamet, şefkat ve sabırla hayırlarda yarışmak yerine kavga, kargaşa, intikam, üstün gelme, baskı, gerginlik gibi tamda ‘siyaset avcıları’nın ‘çıkarlar siyasetçileri’nin aradığı, oluşturmaya çalıştığı siyaset biçimi. Oysa dünya siyaset tarihi hırs ve kinleri nedeniyle kaybedenlerin tarihidir.
Şimdi seçim arifesinde yönetim tablosunu oluşturan fotoğraf şehrin kamu vicdanında neyi çağrıştırıyor. Yukarıda anlatmaya çalıştığımız siyaset biçiminde hangisiyle örtüşüyor. Şehrin sesine kulak verin, halkın ahvaline bir göz atın. Tanıklık ettiklerinizi ölçün, biçin, tartın, değerlendirin Allah aşkına.
Bakın bakalım, yaşadığınız şehirde neler değişmiş, neler değişmemiş. Dünkü kafa ile bu şehir bizi ne kadar taşır?
Yapılan ve yapılacak tercihler ne kadar doğru, ne ölçüde gerekli?
Karar sizin…
Rahmani değerlerle toplum ve değer siyaseti yapan İl Başkanı ve ekibi, şehrin değerlerini artırır, kamu vicdanını rahatlatır.
Kişisel çıkarlar peşinde koşmayan, ‘siyasetçi ve çıkarlar avcıları’nın ağına takılmayan, inandığı değerler konusunda taviz vermeyen, zayıf insanların haset, hırs, kin, intikam gibi kötü duygu ve davranışlarını sergilemeyen, geçmişle ve kişilerle hesaplaşmayı değil de kendi yanlışlarıyla hesaplaşma erdemine yükselmeyi bilen bir başkan şehre ve siyasetine çok yararlar sağlar.
Tersi durumu düşünemiyorum. Çünkü aksi halde şehre, şehrin kamu vicdanına ve siyasete verilecek zararı, Düzce siyasetinin düşeceği durumu düşünmek bile istemiyorum. Bu Aziz Düzceliler olduğu müddetçe, Başbakanımıza olan sevgisini gördükçe AK Parti’nin Düzce’de her zaman gerekli makesi bulacağına inancım tamdır. Ancak kimsenin Başbakanın ve AK Parti'nin kredisini böyle hoyratça harcama hakkı yoktur, olmamalıdır. Düzce şehri ve halkı zaman kaybetse de kendisini toparlayacaktır. Ancak siyaseti kirletenler bu şehirde, bu şehrin sokaklarında, evlerinde, mahallelerinde, köylerinde her zaman nefretle, lanetle anılacaktır. Kazanmakta kaybetmekte hepsi elimizdedir. İpin ucunu baştan kaçıran, hem kendine hem şehre geriye dönülmez zararlar verir.
Kamu vicdanına göre il başkanının görevi;
Yağmacıların önünde yağmalamak değil, yağmanın yanlışın önüne geçmek, milletin malını korumaktır. Yerini makamını kullanarak milletin malını çalanların akıbetleri ne haldedir bakılırsa görülür. Yoksa Milletvekillerine, belediye başkanlarına ayar çekmeye çalışmak il başkanının ne görevidir, nede yetki alanıdır. İl Başkanına sorulacak olan Akparti teşkilatının il ve ilçelerde doğru düzgün temsiliyeti ve üye sayısının yükseltilmesidir. Herkes işini ve görevini haddini aşmadan yapmalıdır.
Muktedir olmak değerler hizmeti yapmak için bir fırsattır.
Bunu ispatlamak, uygulamak il başkanının boynunun borcudur.
Cesaretini ortaya koyamaz, kendini yenileyemez, eskide kalır, kin, nefret ve intikam peşinde koşar ya da sadece hobi için siyaset ederse büyük sorumluluğun ve vebalin altında kalır.
Önümüzde siyaset yerel seçimlere doğru yol almaktadır.
Seçilecek il başkanını daha zor daha güç süreç beklemektedir.
Çünkü muhalefet işini şansa bırakmayacak boş durmayacaktır. Sürekli kullanabileceği kanıtları delilleri toplamanın peşindedir.
Yeni il başkanı kendince roller biçmemeli haddini de görev alanını da iyi bilmeli, tartışma ve kaos ortamı oluşturmamalıdır. Çünkü Ankara dahil herkes kavgayı kimin çıkardığını kimin kavgacı bir siyasetçi olduğunu sormadan gayet iyi bilir. O nedenle iş ciddidir.
Yeni il başkanı, yolları, inşaatları, devlet malzeme ofisinden yapılan alışverişleri kimin hangi firmaların yaptığını değil de doğru yapılıp yapılmadığını, usule, adalete uygun olup olmadığını takip etmelidir. İplikçilerden, çorbacılardan, tüpçülerden ve kantincilerden uzak durmalıdır. Çünkü dostluklar baki olsa da siyaset görecelidir. Bizden söylemesi.
Tüm yanlışlıkları ve varsa yolsuzluk ve usulsüzlükleri takip etmek bizim de boynumuzun borcudur. Aynı zamanda doğru işleri yapanların arkasında durmak da boynumuzun borcudur.
Baştan itibaren yazdıklarımda doğru olanları yapmak erdemlilik olmasının yanında görevimizdir de.
Siyaset kamu görevi yapma yeridir. Egolarımızı tatmin etme, bir takım kişilere haddini bildirme, büyüklenme ve böbürlenme yeri değildir. Ayrıca kendinde olmayan meziyet ve yetkileri varmış gibi göstererek halka tepeden bakma yeri de değildir. Her şey yok olacaktır, Baki olan Allahtır.
Yerel siyasette yapılan ya da yapılamayan icraatlara yönelik bilgi paylaşımı sağlanmalı gerekli tedbirler alınmalı çalışmalar yapılmalıdır.
Verilen sözlerin yerine getirilmesi insan olmanın gereğidir.
Siyaset bazen beynimizi çatlatırcasına sancılıdır, kafa yorucudur.
Öyleyse yorulacağız, yüklendiğimiz sorumlukları yerini getireceğiz ki milletin teveccühünü hak edelim.
Önceliğimiz ve sonsuz davamız değerlerimizle yaşamak değerlerimiz için yaşamak, değerlerimizi siyasetimizle yaşama geçirmektir.
Mesele ciddidir vesselam.
Yorum Yap