- 29.09.2014 00:00
İstanbul'un fethiyle ilgili o hadisi bilirsiniz: "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.' hadisin sıhhati ile ilgili tartışmalar vardır, zira hadis usûlü açısından hadis tartışmaya açıktır, kimi görüş mevzû/uydurma; kimi sıhhati sorunlu der. Bu mevzuya hiç girmeden hadisle ilgili bir yorum dikkatimi çekti, yorum diyor ki: "Bu hadisten maksat bir yönlendirmedir, ileri bir hedef ortaya koymaktır." Açıkçası oldukça makul bulduğum bir yorum.
IŞİD mevzusu malumunuz... Daha evvel de yazdığım üzere, yabancı savaşçılarının Avrupa ülkelerindeki islamofobinin sonucu olarak örgüte katıldığı; bölgedeki savaşçılarının İran/Maliki denkleminde, Ebu Gureyb hapishanesinin, yahut her gün bombalanan Irak sokaklarının sonucu olarak örgüte katıldığı, yani sonuç olan ama Ezidî/Yezidîlere, Suriyeli Kürtlere, kadınlara yaptıkları kabul edilemez olan, İslamî açıdan halifelik ilanı sorunlu olan, El-Kaide'nin Suriye kolu Nusra ile çatışabilecek bir çarpıklıkta olan tüm bu örneklerle de vahşeti kabul edilemez olan bir örgüt.
Dünya alarmda, her dakika IŞİD ile ilgili haberler hemen her dilde yayınlanıyor. IŞİD vahşetinden bahsediliyor. Ölü saymak çok acı bir şey olsa da maalesef duruma bakılarak bir çalışma yapılmış, veriler şöyle: Suriye rejimi; 124752 sivil, 17139 çocuk, 15278 kadın öldürdü. Buna mukabil IŞİD; 831 sivil, 137 çocuk, 81 kadın öldürdü. Haliyle soruyoruz: Mesele insan mı yoksa İslam mı? Bir vahşet hangi parametre ve nedenle izlenir yahut müdahale edilir?
Sonuç olan IŞİD'den evvel de bölgede olanları biliyoruz. Desteklenen bir devrim hareketi sürecinden sonra devrimler istikametini "İslamcı" partilere yönlendirdiğinde İsrail endişelerini ön planda tutan, "Eski Dünya" düzeninin devamını isteyen, diktatörlerin bölgedeki rejimlerini destekleyen kesim, bölgede birer IŞİD olan Esed, Maliki, Suud, Sisi'yi de destekledi. Bir diğer kesim ise "Yeni Dünya" düzenini destekledi, biri de kendi içinde "Yeni Türkiye" kendi dışında "Yeni Dünya" diyen Türkiye idi.
Dünyada tam olarak iki kesim var: Bir kesim "Eski Dünya" düzeninin devamını istiyor, yani Orta Doğu'da diktatörler ile çalışalım, tüm pazar hâkimiyetimiz devam etsin, gelir dağılımı eşitsizliği sürsün diyenler, bunlar çoğunlukla neoconcular... Bir diğer kesim ise halkın tercihini, adil ve insanca bir yaşamın tercihini savunuyor. Türkiye özelinde ikinci tercihi savunan isim de Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye için -baştaki hadise atıfta bulunarak- "Yeni Türkiye" yönlendirmesi hedefinde bulunan Erdoğan, dünya için de "Yeni Dünya" yönlendirmesinde bulunuyor.
Erdoğan, BM konuşmasında: "Burada bir kez daha vurgulamak isterim, çocukların öldürüldüğü bir dünyada kimse masum değildir... Halkın oylarıyla gelen iktidarların devrilmesine sessiz kalanlar bu suça ortak oluyor... İsrail'in yanında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması insani bir zorunluluktur... Altını çizerek ifade etmek isterim ki: 5 ülkenin BM'yi etkisiz hale getirmesi küresel dünyanın kabul edeceği bir şey değildir. Dünya 5'ten büyüktür..." Al sana "Yeni Dünya" hedefi! 'Yeni Türkiye'den "Yeni Dünyaya..."
Peki ne imiş? Erdoğan konuşurken salon boş imiş. Elbet boş olacak; salonu boşaltanlar "Eski Dünya" düzeninden nemalananlar, "Yeni Dünya" düzenine karşı olanlar, pazar hâkimiyetini 'Eski Dünya' diktatörleri ile pay edenler...
IŞİD, külliyen bahane biz aslında bugün "Yeni Dünya" düzenini isteyenler ve "Eski Dünya" düzeninin devamını isteyenlerin çatışmasını izliyoruz. "Eski Dünya" düzenini isteyenlerin bir hamlesi de İslamcı rejimleri dünyadan silmek, hedefleri Mısır'da İhvan-ı Müslimin idi... Tunus'ta Nahda Hareketi, Türkiye'de Ak Parti... Suriye'de muhalifler... Aslında "Eski Dünya" düzenine karşı olan sol hareketlerin, bu düzlemde karşı oldukları "Eski Dünyacılar" safında yer almalarının nedeni de totaliter laik sisteme olan düşkünlükleri ve İslam düşmanlığı noktasında "Eski Dünyacılar" ile fikir birliğinde olmaları.
Bir diğer yandan çok doğru bulduğum bir hareket var: 'Dünya 5'ten büyüktür!' Kesinlikle, malum 5, 'Eski Dünyanın' kurgulayıcısıdır, oysa 'Yeni Dünya' elzemdir ve elbette 'Yeni Dünya' 5'ten büyüktür!
"Yeni Türkiye" bir hedeftir, "Yeni Dünya" da bir hedeftir. Sonucu kestirmek güç, ancak muhatabın refleksleri tümden aynı, sonuca gider miyiz bilmem ama hedef edinmek zorunda olduğumuz malum. Unutmayalım, Rasulullah'ın gösterdiği hedef (?) asırlar sonra fethedildi, ama fethedildi.
Yorum Yap