- 18.11.2013 00:00
Kürt halkı defalarca ayaklanmış olmasaydı, 40 yıl önce bir kez daha ayaklanmış olmasaydı; 40 yıldır savaşıyor, her tülü baskıya göğüs görüyor olmasaydı; binlerce, onbinlerce ölü, binlerce kayıp, binlerce ve binlerce yaralı verilmiş olmasaydı; on binlerce Kürt hapishanelerde çile çekmemiş, eziyet görmemiş ve bütün bunlara direnmiş olmasaydı, bugün kimse Kürt kimliğinin tanınmasından bahsetmezdi. Eğer bugün Kürt kimliğinin tanınmasında bu noktaya gelinmişse, bunun bir tek nedeni var, direniş ve mücadele.
Kürt halkı çok çekti. Milyonlarcası köylerinden sürüldü, ormanları yakıldı, köylülere tecavüz edildi ama yılmadı, direndi. Bugün daha hâlâ Türkiye hapishaneleri Kürt siyasetçilerle dolu, hâlâ Kürtlere karşı operasyonlar sürüyor ama bir yandan da bir adımlar atılıyor.
Son bir yıldır savaştan dolayı kimse ölmüyor. Ne Türk askeri ne de HPG savaşçısı. Bu olağanüstü bir gelişmedir ve bu noktaya gelinmesi gene Kürt Özgürlük Hareketi sayesinde mümkün oldu. Öcalan'ın isteği üzerine HPG sınır dışına çekiliyor.
Diyarbakır'da etkili bir gösteri yapıldı. Barzani, Şivan Perwer, Erdoğan'ın konuşması, bütün bunlar doğrusu etkileyiciydi ama 40 yıl önce yapılmış olsaydı AKP'nin ve Erdoğan'ın hanesine yazılırdı, bugün ise bütün bunlar oluyorsa bilelim ki nedeni Kürt halkının mücadelesidir ve bu mücadelenin bir örgütlenmesi ve temsilcileri var.
Şimdi Barzani'yi Diyarbakır'a çağırmak güzel, Kürdistan demek güzel, "dağdakiler inecek, hapistekiler serbest kalacak" demek güzel. Bütün bunlar güzel de eksik olan, hem de çok şiddetle eksik olan bir şey var: hareketin temsilcileri yok, onlarla müzakerelere başlamanın işaretleri yok. Oysa gerekli olan bu. İmralı'dan Öcalan, Kandil'den hareketin önderleri ile masaya oturmak lazım. Bütün bunları yasal çerçevelere oturtmak lazım. Aksi takdirde Kürtler ileri bir adım atıldığını haklı olarak düşünmeyecektir.
Bir yandan Kuzey Kürdistan halkının temsilcisine eleştiriler yağdıracaksın, onu görmemezlikten geleceksin, hem de barış ve çözümden bahsedeceksin; olmaz.
Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir'i görmek belki yeni ve iyi bir jest ama gene yetersiz. Hareketin önderi Baydemir değil, kim olduklarını artık herkes biliyor. Onlarla görüşeceksin.
Bir senedir önemli ölçüde yol alındı ama henüz bir arpa boyu yol gidildi; çünkü esas olana, müzakerelere başlanmadı. Hükümetin seçim yatırımı yapması kendi bileceği iştir, bunu istediği gibi yapar. Ama bu seçim yatırımı ona kazandırmaz. Kürt halkı gerçek, somut barış adımları istiyor. Öcalan'ı, Kandil'deki çocuklarını Diyarbakır'da görmek istiyor. Demokratik özerklik, ana dilinde eğitim istiyor. Sadece sokakta değil, kamu kuruluşlarında ana dilinde konuşabilmek istiyor. Kısacası gecikmeden, kimliğinin tanınmasını istiyor.
Yorum Yap