Kimi parlamenter ve partilerin durumu bazen gülünç bir hal alıyor. Sadece vatandaşlarımız değil, alem biliyor ki beceriksizliğimizin yüzünde bazı soyut kavramların arkasına sığınarak hayatı yaşanmaz hale getiriyor ve asıl yapmamız gereken işlerimize angaje olmamız gerekirken korku, endişe ve evhamlarla tali işten bile olmayan mevzularla vakit öldürüyoruz.

Yarım asırdır bölücülük kavramıyla Kürt sorununu kangren haline getirerek Anadolu insanının parasını cebinden, ekmeğini ağzından ciğerini canından aldık, İrtica geliyor diye dinimizi diyanetimizi bir kenara atarak bir çok insanımıza sıkıntı vermenin yanı sıra, melez bir gençlik oluşturduk. Ne yazık ki bu iki kavramdan hâlâ nemalanmak isteyen birileri var.

Maalesef bunlardan biri de Meclise Başörtüsüyle gelmeye karar veren üç bayan vekillerimize karşı kimi parti ve vekillerin gösterdiği tepkidir. CHP vekili diyor ki örtülü vekilin meclise gelmesi meclis teamülüne aykırıdır halahala kim koymuş bu teamülü  eğer bu gün meclis halkın değerlerine sahip çıkmasaydı  bu memleketi o eski teamüller mi kurtaracaktı? Şöyle bir düşünelim. Hele bakın hangi dünya ülkesinde böyle garip yasaklar var.

Meclis bir yasama organı olarak hayatı kolaylaştırmak gerekirken neredeyse vekilin hayatını zorlaştırıyor. Meclis iç tüzüğü haşa ayet midir? Mümine bir vekilin başörtüsünü engelleyen bir tüzük varsa, insanım diyen her vekil tereddütsüz o maddeyi değiştirmek için katkı vermelidir. Kaldı ki böyle bir madde bile yok. Böyle bir yasağı yasaya koymaya kimse cesaret edemez, çünkü dünyada benzeri yok, olmayınca da şimdiye kadar mahalle baskısıyla bu yasağı sürdürdüler . Ya arkadaş bu halk yarım asırdır bu zulümlere göğüs gerdi, yapmayın etmeyin artık yeter.

Müsaade edin bu devlet bu milletle barışık hale gelsin. Dilini, dinini, kültürünü tanısın. Vatandaşının mutluluğuna katkı versin. Varın siz ekonomiyle uğraşın, eğitimle uğraşın, sağlıkla uğraşın….

Anadolu’nun bağrından çıkmış bir hükümetimiz var, devleti halk ile barıştırmak istiyor, destek olmuyorsanız bari köstek olmayın. Bakın ne güzel insanlarımızın yüzü gülmeye başlıyor memlekete barış ve huzur gelecek diye. Müsaade edin de vatandaş rıza da bu dünyada huzurlu yaşasın kimisine bey kimisine efendi diyerek toplumda sınıf farkı oluşturmaya ne hakkınız var.

Bu ülkenin tüm vatandaşları birer hanımefendi beyefendidir. Bu güne kadar bin bir türlü zulümle, hakaretle ve ötelenmeyle yaşadı ama artık yeter.

Devletimiz değerlerimizle barışık olmalıdır ki biz de be değerler adına onu koruyup kollayabilelim. Devletim başörtüsüyle barışık değilse şahadet kavramından nemalanmaya ne hakkı var, ikisi de dinimizin bize kazandırdığı kavramlar değil mi? Hem bir insan İslam dışı bir inanca sahip olabilir fakat İslami değerlerle bu kadar kavgalı olmaya ne hakkı var.

Dünya hürriyet diyor, özgürlük diyor, insan hakları diyor. Bireyin hukukunu önemsiyor, bizim ise İslami değerlere karşı katı bir tutum sergilerken yetmiyormuş gibi bireysel hak ve özgürlüklere de engel oluşturuyorlar.

Sevgili vatandaşlar siz siz olun insan hak ve özgürlüklerine saygı duymayan kimselere pirim vermeyin. Yüce Allah kullarına kendini inkâr etme hakkını bile tanımış ve yaşamalarını hukuken garanti altına almıştır. Bundan ibret almak lazım.  Hem insan, insan için nasıl bir özgürlük sınırı çizebilir ki, böyle bir çaba daima tartışmaya açık olduğu gibi ayrıca hayatta kaos oluşturur.

Bu modası geçmiş teamüllerle artık hayat yürümüyor arkadaş.

Selam ve sevgilerimle