İslamoğlun’a Hakkımı Helal Etmem!

  • 28.07.2020 00:00

 Daha bir yıl öncesine kadar Mustafa İslamoğlu’nun tefsir sohbetlerini dikkatle, keyifle izleyenlerden biriydim. Ne hikmetse son zamanlarda sıradan, ami bir insanın, hele ki bir Müslüman’ın söyleyemeyeceği kadar  düzeysiz konuşmaları oldu ve her geçen gün hakkında olumsuz düşünmeye başladım.

Bir ara Risaleyi Nur hakkında ileri geri konuştu, daha sonra Hz.Hatice ile ilgili nezaket sınırları dışında bir değerlendirme yaptı… diğerleri de kalsın.

Galiba “Çokluk sizi hilaka götürdü/götürüyor” ayeti kerimesinin atmosferine girdi. Bu çokluk; aşiretteki adam sayısı olduğu gibi, mal ve makam çokluğu da olabilir, bilgi çokluğu da olabilir. Unutmayalım Allah katında üstünlük takvadadır, edeptedir, kavli leyin ile hayata değer katmaktadır.

Yani çok ilim eğer kişiye kibir/gurur verirse Allah katında hiçbir değeri olmadığı gibi, insanı Allah’tan da uzaklaştırır.

Mustafa İslamoğlu’nun Müslüman’ın kafasını karıştırmak için bir proje olduğuna inanmak üzereyim. Yoksa sözde alim olan bir kimse bu kadar düzeysiz konuşabilir mi?

İlgili bir çok kimse biliyor ki, Türkiye Aile Meclisi olarak “önce aile” temasıyla İstanbul Sözleşmesine ve aileye sıkıntı oluşturan diğer yasalara  karşı üç yıl önce üç dernekle harekete geçtik, bu gün bize destek veren dernek sayısı 3 BİN oldu, 28 ilde il başkanlıklarımız var Bölge başkanlıklarımız var. Bunlar arasında İslamoğlu’nu cebinden çıkaracak kadar ilim ve takva sahibi insanlar da var.

Nice duyarlı insanlar her hafta bu yasalar ve sözleşmelerin getirdiği sıkıntılar hakkında yazı yazıyor, yeri gelir basın açıklamaları yapılıyor, seminerler ve çalıştaylar düzenliyoruz.

İstanbul Sözleşmesi 81 madde olup tamamını incelemiş bir insan olarak Mustafa İslamoğlu’nın hakkımızda attığı tewette bir anlam veremiyorum. Bir insan bu kadar mı çiğ bir ifade kullanır? Ağzına geleni yazıya döker. Sadece benin Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge başkanı olarak bu sözleşme hakkında sahip olduğum bilgi bu tewettin yalan olması için yeter de artar.

Ben 40 yıllık evliyim eşime aşık ve  hasretim. Üstlendiğim sorumluluk gereği defalarca İstanbul sözleşmesini okudum okuyorum.

Bir kadını gece masalarında meze,

Reklamlara salata,

Birçok kişiyle yatarak kirli bir hayatın aktörü olduğunu görünce, içim yanıyor. Bunu bir ben bilirim, bir de Allah.

Bu bilgi, hassasiyet ve şahsiyete sahip bir insanım, benden çok daha değerli insanlar Allah rızası için bu sıkıntı veren sözleşme ve yasalar kalksın iye mücadele ederken Mustafa İslamolğu’nun %100 yalan olan şu ifadesine bakınca  Allah’ın  şaşırdım kaldım.

Sadece Diyarbakır’da 8 kişilik hukukçu, alim ve duyarlı kimselerden oluşan bir heyet bu sözleşmeyi inceledi. Türkiyede hukuk alanında bir numara olanlardan olan Av.Muharrem Balcı abiden de utanmadı mı bu şahıs?

Buyur bakayım ne demiş?

“İşin aslı onlar İstanbul sözleşmesine karşı değiller, Onu okumadılar bile, Gerçekte onlar kadının hakkını savunmasına,erkekle eşit ve insan gibi muamele görmesine karşılar.Dilediklerinde ezip horlamamaya sövüp dövememeye köleleştirip öldürememeye karşılar”

Bu ifade onundur maalesef!

Bir insan on binlerce insana bu kadar zulüm eder mi?

Bir Müslüman bir Müslüman’a bu kadar ağır ithamda bulunur mu?

Bir tefsir alimidir güya insan bu kadar ucuz konuşur mu?

Yeminle söylüyorum eğer bu zerzevat(özür dilerse sözümü geri alacağım) bilinçli olarak bu tewetti atmamışsa kendisi İstanbul Sözleşmesini okumamıştır bence.

Çok değil, gitsin 3. maddesini okusun, O maddeden dolayı baba evinde zina eden kıza tokat attı diye para cezasını alan babayı dinlesin.

12.Maddenin 5.bendini okusun, kadına şiddet konusunda Örf, Adet, Kültür, Sözde namus ve Dinden gelen hiçbir norm kabul edilemez, bunlarının kökünü kazmak lazım diye İslami ve insani değerlere meydan okuyan Şiddeti;  Ekonomik, Psikolojik, Cinsel ve Fiziksel şiddet olarak sınıflandıran şiddet sınırının nereden başlayıp nerde bittiğini belirtmeyen maddeye gitsin baksın.

14.Maddeyi okusun, kadın erkek arasına uzlaşma komisyonunun girmesini yasaklayan bu maddeye baksın, ki bu madde apaçık Kur’ana meydan okumadır. Hakem olayını kabul etmediği için.

Daha felaketi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Cinsel Eğilim ne anlama geldiğini, hayatta karşılığının ne olduğuna baksın.

Yine de anlamakta zorlanırsa;

Macaristan Meclisinin kararından,

Polonya Adalet Bakanının konuşmasından,

Rus Lideri Putin’den

Bu sözleşmeyi uygulamayıp Türkiye projelerine destek veren İngiltere’den

Uygulamasını istemiyoruz, diye imza kampanyası açan Ermenistan’dan ibret alsın derim.

Fazla uzatmak istemiyorum ama Mustafa İslamoğlu’na yakıştıramadım

Türkiye Aile Meclisi mensuplarından özür dilemelerini bekliyorum. Yoksa hakkımı helal etmem.

Allah aşkına haksız mıyım?

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar