- 13.10.2021 06:23
8 ve 9 Ekim 2021 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti’nde Parlamento seçimleri yapıldı. Çek Cumhuriyeti, 10,5 milyon civarında kişinin yaşadığı bir ülke olmasına rağmen hem senato hem parlamentodan oluşan iki kamaralı meclise sahip.
Ayrıca ülkede başkent Prag ve 13 ayrı yerel yönetim var. Bu yönetimlerin kendi meclisleri ve seçilmiş yöneticileri de var.
Çek sisteminin idari olarak aşırı bölünmüş olması paradoksal olarak ülkede istikrarı sağlıyor. Bazı popülist liderlerin güç kazanmasına rağmen ülkeyi Macaristan veya Polonya gibi “domine etmelerini” engelliyor.
Günümüzdeki çağdaş idari yaklaşıma göre politik ve idari sistemde bölünme faydalı olarak görülmekte, aksine politik gücün kolaylıkla bir tek kişide toplanmasını sağlayan yapılar az gelişmiş olarak görülmekte.
Çağdaş siyasi ahlak teorileri, “iyi insanlar yönetsin, iyi olsun” tezinden ayrıldı; “gücü ne kadar çok dağıtırsak birbirini denetleyen mekanik bir sistem ile siyasal ahlakı ikame ederiz” tezine doğru yöneldi.
8-9 Ekim seçimlerine gelindiğinde Çek Cumhuriyeti’ni iki partili azınlık bir hükümeti yönetiyordu. Hükümetin büyük partisi popülist ANO, küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti idi. Ülkeyi 2017’den beri yöneten bu azınlık hükümetini dışarıdan Komünist Parti desteklemekteydi.
Bu koalisyonu yenmek için seçim sürecinde önce 3 parti bir araya gelerek bir seçim ittifakı oluşturdu. Bu ittifak seçimlerde %27,79 oy alarak birinci çıktı.
Öte yandan başka iki siyasi parti de ikinci bir ittifak kurdu. Bu iki partili ittifak da %15,62 oy alınca 200 sandalyeli parlamentoda muhalefete ait bir çoğunluk garanti edilmiş oldu.
Bu arada popülist partiyi dışarıdan destekleyen Komünist Parti, 1925 yılından beri ilk defa parlamento dışında kaldı. Yine popülist ANO ile hükümet ortağı olan Sosyal Demokrat Parti de %5’lik seçim barajını aşamayarak parlamento ya giremedi.
2017 seçimlerinden sonra yeni hükümet kurulması yaklaşık 8 ay sürmüştü. Tahminlere göre en geç 2022 yılının bahar aylarına kadar yeni bir hükümet kurulması bekleniyor. Başka bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Çek Cumhuriyeti’nde uzun süre hükümetsiz kalınabiliyor, fakat bu siyasi ve sosyal hayatta büyük sıkıntılar meydana getirmiyor.
2021 Çek parlamento seçimlerine – Türkiye’deki tartışmalar açısından bakarsak – bazı notların altını çizmek yerinde olabilir.
- İlk olarak, parti ittifakları seçimlerden bir yıl önce netleşmiştir.
Seçimlere yaklaştıkça hala “ittifak genişleyecek mi?”, “filan parti de bu ittifaka katılacak mı?” gibi sorular seçmen nezdinde belirsizlikler üretir. Partiler arası bir ittifak kimlerden oluşur, fikirleri nedir gibi konular mümkün olduğu kadar erken netleştirilmelidir.
- İkinci olarak, ittifak kuran partiler bir sözleşme ile kendilerini toplum önünde bağlamışlardır.
Yani, partiler, topluma bir ittifak kurduklarını ve seçimlerin sonucu alınıncaya kadar burada kalacaklarına söz vermişlerdir. Toplum önünde bu sözleşme, Çek Cumhuriyeti’nde “ittifak içinde kriz” gibi sonu gelmez tartışmaları önceden bitirmiştir.
Bir seçime ittifak olarak giden farklı partilerin toplum önünde kendilerini bağlayıcı bir sözleşme yapmaları “ittifak dağılıyor mu?” gibi zaman tüketen sorunları baştan ortadan kaldırmaktadır. “Seçim ittifakında sorun mu var?” sorusu enerji tüketici bir sorudur. Bu tip zaman ve enerji harcayıcı problemlerle hiç karşılaşmamak için toplumsal ittifak sözleşmesi bir model olabilir.
- Üçüncü olarak, ittifaklar oluştuktan hemen sonra başbakan adayları halka ilan edilmiştir.
Başbakan adayının önceden ilanı, “liderlik pazarlıkları” türü tartışmaların önünü kesmiştir. “Kim aday olacak?” “Kim ne istiyor?” gibi tartışmaların sürekli devam etmesi yıpratıcıdır.
Seçimlere makul bir zamanda adayların kesinleşmesi başka bir açıdan da faydalıdır: Öncelikle, adayın toplumla diyalog kurması sağlanmıştır. Adayın kim olduğunun belli olmadığı ortamda muhalif partilerle toplum arasındaki diyalog soyut kalmaya mahkûm olmaktadır.
Adayın erken açıklanmasının riskleri olabilir. Ancak potansiyel bir lider, bu riskleri yıpranmadan aşmalıdır. Nitekim, 3 partili Çek İttifakı’nın Başbakan adayı Petr Fiala’nın popülaritesi, seçim sürecindeki tartışmalardaki performansı ile daha da artmıştır.
Çek Cumhuriyeti bağlamında bakarsak bir ittifakın adayını erken açıklamasının şöyle bir yararı da gözlemlenmiştir:
İttifakı meydana getiren farklı partilerin tabanları açıklanan adayı desteklerken politik olarak kaynaşmakta ve bir sinerji meydana getirebilmektedir. Aksi takdirde seçim ittifakları “ödünç”, “aşırı geçici” hatta “zorlama” bir havada cereyan edebilir. Başarılı bir ortak aday, ittifak partilerin tabanlarını birbirine daha kolay yakınlaştırabilir.
- Dördüncü olarak, ittifakların seçimlerden sonra hükümet olması durumunda ne yapacağı, programlarının ayrıntılı olarak ne olacağı halka ilan edilmiştir. Başka bir ifade ile ittifakların yol haritaları çok ayrıntılı olarak hazırlanmış ve halka anlatılmıştır.
Partiler arası bir ittifak, A partisi seçmenin oyunu B partisinin adayına vermesi anlamına gelmektedir. Bu seçmen için “endişe verici” hatta “riskli” görülebilir. Başka bir parti adayının ideolojisi farklıdır. Bu doğal olarak seçmende geleceğe yönelik bazı soru işaretleri oluşturur. Bunların önünü almak için erkenden yapılacak ayrıntılı yol haritaları başka partili bir adaya oy veren seçmenleri rahatlatır, endişeleri giderir.
Yorum Yap