- 19.10.2011 00:00
Ülkemizin kangren haline dönmüş, kronikleşen ve gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almış olan “Kürt sorunu”, artık tüm çirkinlikleriyle beraber yüreğimizi burkmaya ve sürekli olarak acı yaşamamıza neden olmaktadır. Bunun son örneği de Hakkâri’nin çukurca ilçesinde meydana gelen çatışma sonucu öldürülen 26 asker ve 22 yaralı askerdir. Olayın olduğu gün(Çarşamba ) facebook ‘a girip baktığımda insanların kin, öfke, nefret ve intikam duygularının ne derecede olduğunu gördüğümde ise; durumun ne derece ciddi ve daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını, “bizi gerçekten iyi günlerin beklediğini ve bundan sonra daha iyi olacağına” dair var olan umudumun azaldığını belirtmeliyim. Bununla birlikte insanlar facebookta notlar düşüp düşüncelerini kustular! Gelin Facebook’a giren bu notları beraber okuyup, değerlendirelim…
“Annesi; Nasıl kıydılar yavruma…Eşi ; Ağlamayacağım, onlar sevinmesinler diye …Erkek kardeşi; Bende asker olup ağabeyimin kanını yerde bırakmayacağım …Komutanlar ; Kahramanca çatışarak şehit oldular ..Genelkurmay ; Hainlere gereken en sert cevap verilecektir …Hükümet ; Terörün kökünü kazıyacağız …Medya ; Jetlerimiz taş üstünde taş bırakmadı, terör örgütü panik içinde ..Teröre finansal destek sağlayan ülkeler ; Terörün sona ermesi için her türlü bilgi paylaşımına ve gerekli tüm desteği vermeye hazırız …Cenazedeki kalabalık ; Şehitler ölmez vatan bölünmez …Ve 27 yıl boyunca bu vatan için canını veren şehitlerimiz tekrar dirilseler şunu derler miydi acaba?. Bizler bu ülke için canımızı verdik …Terörle mücadele için harcanan 250 milyar dolara rağmen ;Ne oldu?. Değişen ne? Yine terör. Yine şehit. Biz boşuna mı çocuğumuzu yetim, eşimizi dul bıraktık? Âmâ yine de vatan sağ olsun. Başımız sağ olsun...”
“Terörle mücadele için harcanan 250 milyar dolara rağmen ;Ne oldu?. Değişen ne?” Burada bizim anlamadığımız şey PKK’yı halkın desteğini almadan dağa çıkan, ülkeyi bölmeye çalışan bir grup “çapulcu” diye nitelendirmemizdir. Devletin ve insanların burada anlamaları gereken, ortada bir PKK realitesinin olduğu ve devletin onları da çözüme dâhil etmesi gerektiğidir. Aksi takdirde PKK, savaş ile bitmez, çünkü ortada bir halk desteği var. Nihayetinde PKK dağa ilk çıktığında beş bin kişiydi su anda da beş bin kişidir. Tabi ki devletin de kayıtsız şartsız PKK’nin tüm isteklerine cevap vermesi gerektiği beklenemez ama Müzakerelerin olması gerekmektedir ki bu kaçınılmaz bir sondur. Tabi ki devletin bunu akletmediğini sanmıyorum ama ortada menfi çıkarlar olduğu için bu ötelenmektedir.
“Dağda üç Beş domuz Sürüsü, Tutturmuş Bir Kürdistan Türküsü, Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü, Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü, Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine, İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine, Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline,Duy Ulan Soysuz Ne Mutlu Türk'üm Diyene!!!..”
“Ahh be Anadolu.. Şimdi her köşen ağlayan ANA'dolu..! BAŞIMIZ SAĞOLSUN DEMEK YETMEZ. BIÇAK KEMİĞE DAYANDI DEMEK DE YETMEZ. BIÇAK KEMİĞİ KESELİ ÇOK OLDU, BUGÜN İÇİMİZDE BESLEDİĞİMİZ BU İT SOYLARININ KANINI KURUTMA VAKTİ.”
"Bir subay şehit oldu diye 'Menemen'i yakın' diyen Mustafa Kemal'i özledim !"
Buradaki sözlerin facebookta ne kadar paylaşıldığı, beğenildiği, yorumlandığını görmüşsünüzdür. Tamamiyle hakaret, küfür, kin, , nefret, intikam içerikli bu notların içindeki şu cümle her şeyi özetliyor;” Ne Mutlu Türk'üm Diyene! ”.Bu Kemalist zihniyetin bize aşıladığı; “Türklükle” mutluluk ve övünç duyma hastalığıdır… Heyhat! Bu nasıl bir sarhoşluktur… Yıllarca bize dayatılan devletin resmi ideolojisinin benimsetilmeye çalışmasının “başarıya” ulaştığını görmek ne acı verici. Etnik kimlikle övünmek ve bunu dayatmak kadar tehlikeli, bulaşıcı bir hastalığın olduğunu sanmıyorum. Düşünün ki Bir Türk ile Bir Arap evleniyor ve çocukları oluyor. Doğan bu çocuğun etnik kökenleri, nasıl ortadan kaldırdığını görmemek mümkün değil. Etnik temeller üzerine kurulmuş bir ideolojinin ne kadar zayıf, çirkin olduğunu da bu somut örnek göstermektedir.
Tüm bu nefret, intikam kokan ve hiçbir çözüm üretemeyen yorumlar, insanlarımızın hakkaniyetten ne kadar uzaklaştığı ve sorunu hakkıyla anlamamalarından kaynaklanıyor dersek sanırım yanılmayız. Tabi tüm bu yorumlara rağmen bu sorunu gerçekten anlayan ve doğruları hakkıyla söyleyen insanlarımız yok değil. İşte o yorumlar;
“Yaralı takvimlerle büyüyor dört tarafı hüzünlerle çevrili yurdum, genç ölümlerle değişiyor mevsimler ve hep aynı toprağa aynı ağıtı söylüyor, Anadolu’daki bütün diller...”
“Bahçeli OHAL ilan edilsin diyor. Çözümleriniz bunlar mı gerçekten? OHAL'de birlikte yaşayacaksak buyur gel. Siz bu acının hiçbir yerinde değilsiniz. Utanın, susun…”
Ölen askerlere Allahtan rahmet, yaralılara şifa dilerim. Allah ailelerine sabır versin…
Yorum Yap