14 mart tıp bayramında doktorlar eylem yaptığı gün İBB, İstanbul Çırağan Caddesi'ndeki 39 tarihi çınar ağacının canını keserek aldı, alınan can 112'ye ulaştı.

O çınarları kesmeleri için solun ses etmeyeceği  bir yönetimin belediyede olması yeterdi; İBB'de CHP'nin olması CHP'yi sosyal demokrat sanan, kendi politikasını üretmek yerine devlet içi politikadan seçenek üreten, bilimsel muhalefet yapamayan kuyrukçu sola yetti, bir fidan için haklı olarak ortalığı birbirine katan sosyal medya bu kitlesel katliamı görmedi, ne ellerde pankart katillerin önünde kalkan olundu, ne de iki satır bir açıklama yapıldı.

Muhalefet olmaya yazık oldu. 

Bu ağaçlar, canlar neden katledildi?

Türkiye'de can almak neden bu kadar kolaydı?

Ekoloji kurulları konuyu mercek altına aldı mı?

Yoksa kuyrukçuluk, muhalefet olmayı Suruç'ta tedbir alınsaydı Ankara Gar katliamı olmazdı vb faili bellilerin devlet içi eksiklik analizlerinin bile altına mı düşürdü?

Tabi ki ağaç kesiminde söz söylemek bilimsel bilgi içi.

Mühür kimdeyse o bilimsel mi keserdi?

Öyleyse neden kesildi?

Yazıldığı kadar, gerekçe ağaçlardaki kanserdi.

Uzmanlara göre bu kanserin tedavisi yoktu ama o halleriyle yaşayabilirlerdi.

Öyleyse neden yaşatılmadı?

Mesela kanserli insan öldürülüyor muydu?

Ölme izni, ötenazi  bile yasakken ağaçlara bu kadar rahat balta vurma hangi bilinçten, kültürdendi?

Yoksa işe yaramayan yaşlılar da yağ mı yapılmalıydı, ücretsiz seyahat kartları ellerinden mi alınmalıydı?

Bu pervasız katliam yaşamın geleceğine dair alınacak kararlarla ilgili olarak yüreklere korku saldı, al birini vur ötekine dedirtti.

O, 150- 200 yaşındaki canlar yaşatılamadı?

Moda çevreciler sustu..

Kanserdi, öyle mi?.

Profesör Dr Çatal demiş ki, "kanser ağaçların direk gövdesinde değil, içindeki iletim demetlerinde. Bu da ağacın altı ve üstü arasındaki su ve besin maddesi iletimini kesmektedir. "

Yani ağaç kuruyor ama yaşayabilir.

Bilimsel ve teknik bir konu olduğundan o kararları parti ve devlet yetkilileri değil uzmanları karar vermeliydi, acaba kararı onlar mı verdi?

Karar veren kurullar uzmanlardan mı kuruluydu?

Uzmanlar yeterli uzmanlık formasyonuna sahip miydi?

Anıtlar Kurulu, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bu ölüm kararına onay verdi mi?

Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ne dedi?

Ekolojik örgütler sivil toplum örgütleri ve İstanbul'da yaşayan insanların tartışmasına sunuldu mu?

Bu katliam böyle sessiz geçiştirilmemeliydi.

Yoksul insanlar geçim derdi ve yaşam alanlarının etrafındaki istilacı ateş çemberinden çıkaracak barış, geleceğe huzur içinde bakacağı politikalar arıyorken 112 canı sahiplenme, doğru bir açıklama, güvenilir muhalefeti ortaya çıkarmaya bir veri olabilirdi.

Demek ki henüz yok.

Kuyrukçuluğunuz batsın!