Sevgili CHP’liler veyahut CHP’ye oy verenler…

  • 24.02.2019 00:00

 Bu bir eleştiri yazısı değildir.

Çünkü ülkedeki kutuplaşma eleştiriyi giderek daha da anlamsız hale getiriyor.

Herkes kendi doğrusuna, kendi partisine, kendi görüşüne o kadar bağlı ki bir başkasının eleştirisine, önerisine kulak asmıyor. 

Yani kimse kendi partisinin ne yapıp ettiğiyle değil, ‘öteki’nin yaptığı yanlışlarla meşgul. 

Böyle olunca da kendisine yöneltilen eleştirileri zarar veriyor düşüncesiyle düşmanlık olarak algılıyor. 

Anadolu’da gelin kaynana ilişkisindeki önyargılarla oluşan tıkanıklığı anlatmak için kullanılan bir söz var: “Canım diyorsun zıkkım anlıyor.”

Ülkedeki durum da aynen böyle.

Eleştiri düşmanlık olarak görüldüğü için ‘öteki’, “Canım” dese de “Zıkkım” dediği varsayımıyla karşılanıyor. 

Bu nedenle “Bu bir eleştiri yazısı değil, bir tespit, hatırlatma, dikkat çekme yazısıdır” diyorum. 

Sevgili CHP’liler veyahut CHP’ye oy verenler, 

Yıllardır Ak Parti’ye oy verenleri yolsuzlukları görmezden gelmekle suçladınız.

Haklı olarak “Bu insanlar bunca yolsuzluk iddiasına rağmen nasıl olur da bu partiye oy vermeye devam ediyor?” sorusunu sordunuz. 

Hatta ‘AK Partililerin kendi kişisel çıkarlarını ülke yararının üstünde tuttuğunu, değerleri olmadığın’söylediniz.

Öyle ki içinizden kimileri yanlışları sorgulamayan, itiraz etmeyen, yolsuzlukları görmezden gelen AK Partilileri ‘koyun’olmakla suçladı.

Evet bu soruları sormakta, bu durumu sorgulamakta haklıydınız. 

Fakat şimdi ortada çok tuhaf bir durum var.

Sevgili CHP’liler,

Partinizin belirlediği kimi adayların sanırım farkındasınız.

Partiniz, hakkında onca yolsuzluk iddiası olan, yolsuzlukla anılan kimilerini aday yapmakta zerre kadar imtina etmedi.

Mesela parti meclisinin neredeyse tamamının “Bu aday yolsuzluk yapıyor” dediği kişiler aday yapıldı.

Üstelik bu adaylarla ilgili yolsuzluk iddiasında bulunanlar iktidar mensupları veyahut başka partilerin mensupları değil, sizin kendi teşkilatlarınız, parti genel sekreteriniz ve parti meclsi üyeleriniz söyledi.

Hatta parti genel sekreteri bu adaylara yaptığı itiraz kabul edilmediği için istifa etti. 

Ya da bir ilçe teşkilatınız “Bizim başkan yolsuzluk yaptı, bunu aday yapmayın” diyerek seslerini duyurmak için Ankara’ya yürüyor. 

Bu adayların kimler olduğunu eminim hepimizden daha iyi siz biliyorsunuz. 

Mesele birkaç böyle ismin aday yapılması değil. Partinizin kendinden olanın yolsuzluğunu sorun etmeyen bir parti olması. 

Sadece bu da değil.

Siverek’te, önce MHP adayı olarak ortaya çıkmış “Ben oraya seçime değil ölmeye geliyorum. Bir daha Bucak’ın içinde bir tane başka partiyle araba görürsem kendileri bilir, şimdiden kendilerine mezar kazmaya başlasınlar” diyen şahıs da CHP’nin adayı oldu. 

“Bu isimleri niçin aday yapıyorsunuz” sorusuna verdikleri cevap ise, “O yerleri ancak bu isimlerle kazanabiliyoruz” oluyor.

Peki sevgili CHP’liler,

Elinizi vicdanınıza koyun ve şu sorulara cevap verin lütfen.

Eğer bütün mesele bir yerleri kazanmaksa o zaman AK Partilileri kişisel çıkarcılıkla suçlamak havada kalmıyor mu?

Kendi çıkarı için inandığı partiye oy veren AK Parti  seçmen mi daha çıkarcı yoksa partisinin çıkarı için hiçbir ilke, değer, görüş gözetmeden sırf kazanmak için önüne gelen kişileri adaya yapan partiler mi daha çıkarcı?

Dürüstlük, ilkeli olmak, ahlaki davranmak, değer sahibi olmak, ülke yararını her şeyin üstünde tutmak gibi vurgular nerede kaldı? 

Ne yapacaksınız bu durumda sevgili CHP’liler?

AK Partililere yönelttiğiniz onca eleştiri, ‘koyun’ ithamları, yolsuzluğu dert etmeyecek kadar değer yoksunluğu suçlamaları ne olacak?

Sizce de ortada izah edilemez, açıklanamaz, kabul edilemez ilkesel, ahlaki bir sorun yok mu?

Hal buyken ne yapacaksınız bu durumda?

Hepimiz biliyoruz ki bütün bu tabloya rağmen gidip partinize oy vereceksiniz.

Hatta bunu da  “Ne yapayım oy verecek başkası mı var” Ya da “Ben oy vermezsem diğer parti kazanacak, onlar mı kazansız yani” gibi gerekçelerle izah edeceksiniz. 

Peki bu ne anlama geliyor sevgili CHP’liler?

AK Partilileri yolsuzluğu sorun etmemekle suçlayıp yolsuzluğu sorun etmeyen partinize oy vermek… sizce de problemli bir durum yok mu ortada?

Yani bu durumda siz yolsuzluğu dert etmeyen, değerleri, ilkeleri olmayan insanlar mı oluyorsunuz? 

Veyahut bu davranışınız parti çıkarını, ülke yararı üstünde tutma anlamına mı geliyor?

Hatta bütün bu olup bitene rağmen gidip partinize oy vermek sizi ‘koyun’ yapar mı?

Bu sorular üzerinde hepimizin düşünmesi gerekiyor.

“Ülkede daha büyük sorunlar var birkaç yolsuzluk iddiasını mı dert edinelim” diyorsanız bilin ki AK Parti’ye oy verenler de benzer gerekçelere sığınıyorlar.   

Sadece siz değil, bütün toplum kesimleri benzer bir durumda.

Her kesim tarafı olduğu parti yanlış yapsa da “Ne yapalım oy verecek başka bir parti mi var” gerekçesine sığınarak kendi partisinin yanlışlarını tolere ediyor. 

Çünkü bizim toplum olarak ilkelerimiz, değerlerimiz yok, patilerimiz var.

Ülke yararı değil, parti, mahalle, grup, çıkarını gözetmek temel problemimiz. 

Hırsızlıktan değil ‘bizden’ olmayanların yaptığı hırsızlıktan şikayetçiyiz.

Çetecilikten, kaba kuvvetten değil ‘bizden’ olmayanların çeteci olmasından şikayet ediyoruz.

Derdimiz dürüstlük değil, yolsuzluk yapanın ‘bizden’ olmaması.

Farkındayım, hepimiz büyük bir çamurun içinde debelenip duruyoruz.

Bu sefil siyasetin içinde sıkışıp kaldık. 

Ama sorun bunun farkında olmayıp bütün suçu ‘öteki’gördüğümüz toplum kesimlerinde aramak. 

Demek istediğim şu: Mesele CHP’ye oy verip vermeme meselesi değil. AK Partilileri bunca iddiaya rağmen partilerine bağlayan neyse sizi de o bağlıyor.

Onlar hangi gerekçelerle kendi partilerindeki yolsuzluk iddialarını görmezden geliyorsa siz de muhtemelen aynı gerekçelerle görmezden geliyorsunuz.

Parti yöneticilerinizin bu çıkarcı, ilke ve değer yoksunu tercihlerini hangi gerekçelerle içinize sindiriyorsanız muhtemeldir ki AK Parti’ye oy verenler de aynı gerekçelerle sindiriyor.

Her kesim ülkede bir yeri kapma derdinde veyahut elindeki kaptırmama peşinde.

Böyle olunca da değer, ilke, ahlak gibi olgular bir anda rafa kalkabiliyor.

Bu da bize gösteriyor ki esasında hepten de birbirimizden kopuk bir toplum değiliz!

Yani ortak asgari müştereklerimiz yok değil!

En büyük ortak yanımız ise ‘bizden’ olanı defolarına, eksikliklerine, yanlışlarına rağmen korumak.

Evet önümüzde bir seçim var. Durum ortada.

Oy vermezseniz olmaz, ‘ötekiler’kazanır! Böyle diyorlar çünkü.

Partinize oy verirseniz de yolsuzluğu dert etmeyen, değerleri olmayan, parti çıkarını toplum, ülke yararı üstünde tutan insanlar olacaksınız.

Eh, toplumun bütün kesimleri benzer gerekçelerle hareket ettiğine göre o zaman kimsenin kimseye bir söz söyleme hakkı da kalmıyor.

Ne demişti bilge: İlk taşı içinizdeki günahsız olanı atsın.

Taş atarken arada bir aynada kendimize de bakmamız gerekiyor, değil mi sevgili CHP’liler?

Yani?

Yanisi şu: Halimiz buyken başkasına taş atmayı bırakıp ülke olarak hep birlikte bu bataklıktan çıkmanın, hepimizi ahlaki sefalete sürükleyen bu sefil siyaset anlayışından kurtulmanın yolunu aramalıyız. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar