Ortaya karışık şiddet soruları...

  • 20.05.2011 00:00

1- “20 Ocak’ta sınırdan sızan PKK’lıların açık şekilde görüldüğü halde müdahale edilmediği” iddiası doğru mu?
2- Ocak ayında geçişlerine göz yumulduğu iddia olunan PKK’lı grup Kastamonu’da eylem yapan grup mudur?

3- Şırnak’ta Heron’un görüntülemesine rağmen Ocak ayında sınırı geçen PKK’lılara müdahale edilmezken; seçim arifesinde, bir kısmı da Irak sınırı içinde olan PKK’lıların öldürüldüğü iddiaları doğru ise bunun “siyasal bir amacı” olabilir mi?

4- Güneydoğu’da diğer bölgelerde “tarama” metoduyla eylemler yapılmazken, Tunceli ve Şırnak’ta böylesi eylemlerin yapıldığı iddiasının gerçeklik payı var mı?

5- Son çatışmalarda öldürülen 12 PKK’lıya yönelik operasyonu yönettiği söylenen komutanın adının “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”nı hazırlayan ekip arasında geçtiği iddiası doğru mu?

6- Öldürülen PKK’lıların üzerindeki silahlar, telsizler ve diğer bilumum eşyaya el konurken cesetlerin arazide bırakılması emrini kim verdi?

7- Cenazelerin adli tıp uzmanının bulunduğu Diyarbakır veya Malatya’ya gönderilmesi gerekmiyor muydu, neden Şırnak’a getirildiler? Cumhuriyet Başsavcısı’nın cesetlerin Diyarbakır’a gönderilmesi için istediği askeri helikopterin verilmediği iddiası doğru mu?

***

8- PKK’nın ilan ettiği eylemsizliğe rağmen Bolu’dan giden komando tugayına neden sızma girişiminde bulundu?

9- Bu grubun hem çok genç, hem de tecrübesiz gençlerden oluşması ve çok tecrübeli askeri bir birliğe saldırmasının izahı ne?

10- PKK’nın en üst komutanı Murat Karayılan’ın, 25 Nisan’da Fırat Haber Ajansı’na, “Çukurca ve Uludere’deki komutanlığın savaş kışkırtıcılığı durdurulmalıdır. Durdurulmazsa ne olur? Süreç bozulabilir ve kimse bunun için bir teminat veremez... Bu açıdan ben hem devlet ve hükümet yetkililerini uyarıyorum ve hem de tüm demokrasi güçlerini duyarlı olmaya çağırıyorum” demesine rağmen, bölgeye neden PKK’lı gönderildi? “12 PKK’lı birileri tarafından bilerek kurban mı verildi” iddialarının cevabı nedir?

***

Bu yakıcı sorular ortada iken, Başbakan Erdoğan, bir yandan Doğu ve Güneydoğu’da Danıştay saldırısına benzer bir tezgâhın devreye sokulduğunu belirterek, “Silivri ile Kandil’in yazdığı senaryo, birileri tarafından oynanıyor. Figüran da gençler ve çocuklar. Şiddete teslim olmayacağız” diyerek, adeta iddia edilenlere bir çerçeve çiziyor ama diğer yandan da “Kuzey Irak’tan Türkiye’ye ağır silahlarla girmek isteyen terörist gruplara karşı, benim askerim mücadelesini vermeyecek mi? Neticede orada teröristler öldürülüyor” diyerek hakkında çeşitli iddialar bulunan kimi askeri görevlilerinin bu planın parçası olabileceği imalarını açıkça reddediyor...

Başbakan’ın senaryoyu, figüranları söyleyip, bölgedeki askeriyeyi aklayıp, rejisörü vurgulamaması da ortaya ilginç bir durum çıkarıyor...

Elbette “rejisörün” neden pas geçildiği de bir başka soru olarak diğerleriyle birlikte ortada duruyor...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar