Hukukun labirentleri

  • 5.11.2011 00:00

 Düzenin N.Ç.’yi ruhen ve fiziken parçalayanlardan yana açıkça tavır alması ertesinde, ‘hukuk ve yargı’ düzenine olan dikkat biraz daha yoğunlaştı...

Ben de Barzani’nin gelişi başta olmak üzere, günün diğer gelişmeleri ve gündemdeki tartışma konularına hiç takılmadan, dün sabah gazeteleri okurken; hukukun ve yargının işleyişine dört dörtlük bir örnek oluşturan Gökçer Tahincioğlu’nun ‘Kılıç’ın oyu ‘ağır’ geldi, KHK’lar kaldı’ başlıklı haberinde tutuklu kaldım...

***

İzlediniz mi bilmiyorum...

CHP’nin, bakanlıkların yapısını düzenlemek için hükümete altı ay süreyle Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkartma yetkisi veren yasanın iptali istemini, Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta, yetki süresinin bitimine bir hafta kala değerlendirdi ve kanunun iptali istemini reddetti.

***

Gelişmelerdeki bundan sonraki ayrıntılar çok ilginç...

Çünkü...

14 üyenin katıldığı oylamada, yedi üye, KHK yasasının anayasaya uygun biçimde çıkartıldığını ve herhangi bir yetki aşımının söz konusu olmadığını savundu.

Kalan yedi üyeden üçü, yasanın hükümete aşırı yetki tanıyan bazı maddelerinin iptalini savunurken, dördü, yetki yasasının bütünüyle iptalini istedi.

Böylece, KHK yasasının kısmen iptalini isteyen üye sayısı ile iptal isteminin reddini savunan üye sayısı eşitlendi.

Teorik olarak hepsi aynı birikime ve kariyere sahip olması gereken mahkeme üyeleri belirli bir konuda çok farklı görüşlere sahip olabiliyorlar...

Bu, her zaman olduğu gibi bu sefer de çok ilgimi çekti...

Hukuksal karar kişiye göre bu kadar keskin bir şekilde farklılaşıp değişebiliyor ise hukukun tartısı nerede?

Gerçek nerede, doğru nerede?

***

Bundan sonrası daha da ilgi çekici...

Altı aylık sürede çıkarılan tüm KHK’ların yasal dayanağını oluşturan yasanın iptali halinde bu kararnamelerin de iptali gerekecekti.

Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin yeni Kuruluş Kanunu’nda ‘oyların eşitliği hâlinde başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş olur’ şeklinde bir madde var.

Bu madde sayesinde...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yasanın iptali isteminin reddi yönünde oy kullanması, yasanın iptalini engelledi.

Hâlbuki ‘oyların eşitliği hâlinde başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş olur’ diyerek oylamanın sonucunu belirleyen 65/1. maddenin iptali istemiyle de dava açılmıştı.

Anayasa Mahkemesi, bu maddenin iptali istemini henüz karara bağlamadı. İptal istemi karara bağlanmayan madde, KHK yasasıyla ilgili davanın belirleyicisi oldu.

KHK yasasının iptali halinde, yetki kararnamesi dayanak alınarak çıkarılan bütün KHK’ların da iptali gerekecekti.

Bu da çok dikkatimi çekti...

***

1 Kasım tarihine kadar toplam 22 KHK çıkaran hükümet ise Anayasa Mahkemesi’nin ‘yeşil ışık’ yaktığı KHK yasasına dayanarak, yetki süresinin bitimine saatler kala çıkarttığı KHK’lar ile sayıyı 34’e taşıdı.

Bu sayı, 1972-1980 arasında çıkarılan toplam KHK sayısına eşitti.

***

Hukuk, her zaman toplumun dikkatinden uzak tutulmuştur bu ülkede.

Ne olup bittiğini pek bilmeyiz.

Bizim bilmediğimiz, içine giremediğimiz, dikkatlerden uzak hukuk labirentlerinde ise çok değişik işler yapılır.

Bu alışkanlıklar artık değişecek diye hep umutla bekliyoruz.

Ama bazen de insan, acaba hiç değişmeyecek mi diye umutsuzluğa da kapılıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar