- 27.06.2022 09:05
11 Haziran 2022 Tarihinde HDP’li Milletvekilleri ve parti teşkilatı İmrallı adasında 23 yıldır tutuklu olan PKK lider Abdullah Öcalan’a uygulanan “Tecrid”i protesto etmek için Kadıköy’de toplanarak, Gemlik’e gitmek için toplandılar.
Polis bu yürüyüşe izin vermedi.
Çıkan itiş- kakış sırasında HDP’li bir kadın Milletvekilinin polise tokat atması gündem oldu.
Ama…
HDP’nin Gemlik’e yürüyüşü çok tartışılmadı.
HDP 6 milyon seçmenin oyunu almış şuan parlamentonun 3. büyük partisi, aynı zamanda ülkenin anahtar partisi konumunda…
Son yapılan yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’da 23 yıldır AKP’de olan Belediye başkanlıklarının muhalefete geçmesinde verdiği destek ile, ülkenin çilingir partisi konumuna geldiğini ispatlamış durumda…
HDP sadece Kürt coğrafyasında değil aynı zamanda ülkenin Batı illerinde milletvekili çıkartmakla kalmadı, son yapılan genel seçimlerde İstanbul’da üçüncü parti oldu.
Zaten Gemlik yürüyüşü ile ilgili soruları sorma ihtiyacı da bu nedenle aklıma gelmekte…
Örneğin…
Neden beş yıldır Edirne’de hukuksuz bir şekilde ”tutulan”, eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş’ın yattığı Edirne’ye yürümez de Gemlik’e yürür?
Örneğin…
Neden partisinden seçilmiş 50 den fazla belediye başkanlarının hukuksuz bir şekilde görevden alınıp;hapislere atılmasına ve yerlerine kayyımların atanmasına karşı büyük yürüyüş ve protestolar yapmaz?
Örneğin..
Neden Ana dilde eğitimin verilmemesine yeterli tepki göstermez de, İmrallı’ya gitmek için Gemlik’e yürür?
Neden hedef gösterilmelerine hukuksuz baskı ve tutuklamalara karşı yürüyüş yapmaz?
Toplumsal olarak yaşanan Ekonomik krizi ve hukuksuzluğu siyasetin gündemine taşıyarak politikalar üretmez?
Bu soruları çoğaltabiliriz..
HDP iktidarın milli irade gaspına karşı yürüteceği baskı politikaları demokrasi ve hukuktan yana olan güçlerden,üstelik çok büyük destek görecektir…
Acaba aklıma takılan sorunun yanıtı partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir konuşmasının satır aralarında bulmak mümkün mü?
Erdoğan bir televizyon konuşmasında, ”Edirne’de yatan İmrallı’ya hesap verecek” demişti!.
Yapılacak bir erken veya tarihinde yapılacak seçimde Erdoğan “Öcalan ile Demirtaş’ı”,”HDP’e içerisinde karşı karşıya getirmenin” bir planını devreye sokmuş görünüyor.
Bunu HDP’nin boşa çıkartması gerekirken, HDP kendini zora sokan meşruiyet alanını daraltan bir yolu seçmesi garip bir durum, değil mi?
Erdoğan Kürt seçmenin ve HDP’nin oyunu almadan seçim kazanamayacağını adı gibi biliyor.
Bunu iki sefer seçim yaptırdığı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşadı...
Yapılan kamuoyu araştırmalarında da HDP’nin oyu yüzde 10’nun altına hiç düşmüyor.
Erdoğan küçük ortağını ikna ederse bütün seçim planlarını Kürt sorunu ve HDP seçmeni üzerinden yürütecek gibi gözüküyor…
Erdoğan,Abdullah Öcalan’ın da içinde olduğu, tekrar bir çözüm sürecini başlatabilir.
Bu ‘konu’ son günlerde medyada sık tartışılıyor..
Bu haberler tekzip de edilmiyor.
Erdoğan, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlık seçimlerinde, Demirtaş’ın HDP’nin üzerinde olan ağırlığını gördü,HDP seçmeni Öcalan’ı değil, Demirtaş’ın çağrısı doğrultusunda oy verdi.
Erdoğan Demirtaş’ın içeride ve dış dünyada olan saygınlığını etkisiz hale getirmek için, Abdullah Öcalan’ı gündeme getirmesi, planının bir parçası olmasın?
Kürt sorununa demokratik yoldan çözülmesine destek veren demokrasiden yana olan güçlerin HDP’den beklentisi;” düşünce ve basın özgürlüğü tüm siyasi tutuklular olmak üzere,Demirtaş,Belediye başkanları ve milletvekillerinin özgürlüğünü talep etmesidir.”
İktidarın ve 6 Masa etrafında toplanmış Millet ittifakının “ortak görüşü HDP’nin desteğini alan” seçimi de alır durumunda birleşmişken…
HDP’ye destek veren güçler Abdullah Öcalan’a yapılan tecrit üzerinden siyaset yapmaları, meşruiyetlerine gölge düşüreceği endişesi yaygın bir görüş.
HDP siyasette az rastlanan olumlu bir siyasi rüzgarı arkasına almışken, Abdullah Öcalan’ın ”tecrit”i üzerinden siyaset yaparak tarihsel fırsatı kaçırmıyor mu?
Örneğin…
İçişleri bakanı Süleyman Soylu hemen “Kandil talimat verdi HDP’lilerde İmrallı’ya yürümek kararı aldılar”, diye basına açıklama da bulundu..
HDP de muhakkak bunun farkında.
Bu partiyi yönetenlerin bunu düşünmemesi mümkün mü?
HDP’nin İmrallı’ya yürümesi “Kürt sorunu yoktur terör sorunu var,HDP Terör örgütünün Parlamentodaki uzantısı” diyenlerin değirmenine su taşımaz mı?
Dahası...
HDP’e bu eylemi ile, Anayasa Mahkemesi’nde görüşülen partinin kapatılması konusunda ,AYM üyelerinin kararı üzerinde bir mahalle baskısı yaratmaz mı?
Kısacası “HDP niye Edirne’ye değil de,Gemlik’e yürür?”
Gerçi bu tartışma daha çok su kaldırır.
Sezgilerimden yola çıkarak aklıma takılan soruların yanıtını aradım.
Yorum Yap