Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE Gazete: Zaman GAZETESİ

Cumhurbaşkanı hukuku işletebilir

  • 30.01.2014 00:00

 2010’dan önce Başbakan “gücün hukuku değil hukukun gücü” lafını ağzından düşürmezdi.

Bugün hukukun iptal edilmiş haliyle bir teferruat olarak görülmesine ve Türkiye’nin tek kişinin iradesine teslim olmasına övgüler düzenlere bakarak gerçekte kimin veya kimlerin değişime uğradığını kestirmek mümkün. Bu durum bir anomali durumu. Siyasî hayatta tecrübe edildiği üzere geçici bir durum. Türkiye nevzuhur bir devlet değil; tecrübelerden süzülmüş kurumları ve etraf karanlık olduğu zaman bile yön tayin eden gelenekleri var. Cumhurbaşkanı önemli yetkilerle yürütmenin bir parçası. Elinin altında hiç olmazsa alenî yanlışları ve hukuksuzlukları tespit ve bulduklarına müdahale edecek yetkiler ve mekanizmalar var. Yalın-kılıç herkese savaş açan Hükümet’e güvenimiz kalmadı. “Devlet içinde hukuk dışı bir dayanışma olmaz” diyen Cumhurbaşkanı, devlet kurumlarını harekete geçirerek bizi aydınlatmalı. Gerçekten bir “paralel devlet” var mı? Varsa hani ispatı?

Öbür taraftan TÜRGEV haberleri manşetlerden inmiyor. Başbakan’dan bu vakıfla ilgili tarafsız bilgi edinme imkânımız yok. Hatta hukuk düzeni yürütme tarafından sırf bu vakfa yönelik soruşturmaları durdurmak için kilitleniyor. Cumhurbaşkanı’nın elinin altında vakıfları da denetleme yetkisi olan DDK var. Ne kadar gayrimenkulü ve parası var ve nereden-nasıl edinmiş? DDK kestirmeden bu soruların cevabını bulamaz mı?

Krizden çıkışın anahtarı artık Hükümet’in elinde değil, roller değişti; iktidar sadece can derdinde. Üzerinde seyrettiğimiz alametin hangi istikamette yol aldığına dair işaret arayanlar Başbakan’ı izlemeli. Politik gelişmeleri, Başbakan’ın aklı ve basireti değil hâlâ sahip olduğu gücü etkiliyor. Başbakan’ın “Cameron İngiltere’de gazete kapattı” türünden sözlerini başkasının ağzından çıkan basit bir metin gibi okumuş olsanız, ciddiye alır mıydınız? Onun siyaset tarzı öteden beri düşman üreterek kendi çevresini tahkim etmeye dayanıyor. Toplumu kutuplaştırıp bir kutbu ötekileştirip, diğer kutbu arkanıza almak, basit ama sonuç alıcı bir yöntem; ancak artık problem büyüyor: 17 Aralık’tan bu yana ajanların, düşmanların, hainlerin sayısı önlenemez şekilde yükseldi. Demokrasi özünde sayıların üstünlüğüne dayandığı için sorun da buradan çıkıyor. Düşmanların sayısı hızla artarken, Başbakan’ın tek başına sahip olduğu “Millî İrade”nin matematiği ne durumda?

 

Bu sorunun cevabını ekonomik dinamikler veriyor. Hükümet’in ekonomi politikası hızla çöküyor. Özellikle son birkaç yıl ekonomi al-sat mantığı ile yönetildi. Bölgesel konjonktürün sunduğu finans imkânları bu düzeni geçici bir istikrara dönüştürdü. Başbakan’ın güçlü liderliği reel üretime dayanmayan bu ekonomik refahtan güç aldı ve bir döngü halinde bu refahı besledi. Türkiye tıpkı 2001 krizi öncesinde 28 Şubatçıların yol açtığı tarzda kuralsız bir ahbap-çavuş (crony) kapitalizmine teslim oldu. Keyfiliğe itiraz eden TÜSİAD ve onun üzerinden büyük sermayeye Başbakan’ın açtığı savaşın sebebi doğrudan bu kuralsızlık hali değil mi? Ekonomik iktidarın araçları Başbakan’ın elinden kayıyor. Merkez Bankası’nın faizleri yükseltme kararı, bolluk döneminin sonunu haber veriyor. Finans araçlarının tükenişini gösteren bu sonuç, Başbakan’ın devlet kaynakları ile oluşturduğu ekonomik iktidarının da sona erdiğini gösteriyor. Başbakan’ın arkasındaki “millî irade” için belirleyici olan ekonomik refah umudu azalıyor. Dün ekonomik istikrarın garantisi olan Hükümet, bugün gelmekte olan ekonomik krizin tek sorumlusu haline geliyor.

Her varoluş, kendi yokoluş tohumlarını içinde taşır. Türkiye’nin yaşadığı görece refahın sona ermekte olması ve bu sona erişi istikrar kurucu özelliğini kaybeden hükumetin hızlandırması siyasetin geleceğini belirleyecek. Hükümet hukuku iptal ederek çıkış arıyor; ama hukuksuzluk aynı zamanda kendisini de kurtaracak ekonomik çarelerin önünü tıkıyor ve giderek maliyeti ağırlaşan bir yüke dönüşüyor.

Hukuk düzenine tekrar dönülmesi, ekonomik çözümler için de tek çareye dönüşüyor. Bu çare sadece Cumhurbaşkanı’nın elinde kaldı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar