Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE Gazete: Zaman GAZETESİ

Partilerimiz ve inançlarımız

  • 20.03.2014 00:00

 İnançlar dünyası ile parti tercihleri arasında kurulan ilişkinin alt-üst olacağı bir seçim yaklaşıyor.

Beklendiği gibi bu seçimin sonuçları siyasî dengeleri kökten değiştirirse, siyasî yelpaze kalıcı bir şekilde yeniden oluşacak. Parti aidiyetleri, parti kimlikleri, hatta partizanlığın kendisi muhteva değişimine maruz kalacak. Bu değişim tek taraflı değil; siyasî partiler de yeni dengelere ayak uydurarak köklü bir değişimden geçecek.

AK Parti lideri, kendisi ile ortak paydası “dindarlık” olan Cemaat’e karşı sadece amansız bir savaş yürütmüyor; aynı zamanda Cemaat’i miting meydanlarında tek rakibi hatta düşmanı olarak ilan ediyor. Başka partilerle ve adaylarla değil, Cemaat ile kavga ediyor. Hikâye artık yeteri kadar malûm: Yolsuzluk batağından çıkmak için hedef tahtasına yerleştireceği bir düşmana ihtiyacı vardı. “Paralel devlet efsanesi” ile çare, Cemaat’e savaş ilan etmekte bulundu. Böylece bir iktidar partisi ilk defa, yolsuzluk soruşturmalarından canını kurtarmak için kendisine oy verenlere ölümüne bir savaş ilan etti. Başbakan’ın Cemaat’i “AK Parti’ye oy vermeyin” kampanyası yürütmekle suçlamasının, mantıkta bir karşılığı yok. Hükümet’in elindeki devlet araçlarını ve emrindeki kartel medyasını seferber ederek yürüttüğü savaşa karşı, Cemaat refleks gösteriyor, bıçağı kasabın elinden almak için uğraşıyor. Onca hakaret, aşağılama ve suçlamadan sonra Başbakan’ın bir de oy beklemesi, karşısındakilerin hayat hakkının yanında tercihlerini küçümseyen tekebbürün işareti değil mi?

Dindarlık ile partisi arasında kurduğu bağı Erdoğan’ın kendisi yok etti. Sadece Cemaat mensupları değil, geniş mütedeyyin kitleler için bu bağ yolsuzluk ithamlarının ağır yüküne dayanamayıp koptu. Erdoğan’ın dinî üslubu ve motifleri, oluşturduğu iktidar tekelinin tutkalı olarak kullandığı açığa çıktı. Bugün “hayır-hasenat” işlerine, yolsuzlukların maskesi olarak sarılmak ortalama mütedeyyin bir vatandaş için çok itici değil mi?

Din eğitimi alanı bu tüketici ilişkiyi göstermek için yeterli. AK Parti din eğitiminin devlet tekelinde kalmasında, ve devlet eliyle verilen din eğitiminin yaygınlaştırılmasında ısrar etti. Devlet tekelini kaldırarak bu eğitimi toplumun sağlıklı ve verimli inisiyatifine bırakmaya yanaşmadı. Üç kademeli eğitimde yer alan din dersleri ile İmam-Hatipleri merkeze alan “dindar nesiller yetiştirme” programının aynı zamanda uzun vadeli bir iktidar projesine hizmet etmesi size tuhaf geliyor mu?  Dershaneleri kapatma teşebbüsünün, sivil toplumun dindarlığını ortadan kaldırmaya azmetmiş bir devlet dindarlığına yani iktidar hesabına dayandırılması da garip karşılanmamalı. Din, dindarlık, dinî motifler ve din eğitimi Erdoğan elinde etkili bir iktidar manivelası olarak kullanıldı.

AK Parti’nin seçimler öncesinde Cemaat’e karşı açtığı savaş, bu yaygın ve etkili kullanımın artık sona ermesi demek. Hem Türkiye’nin en yaygın ve rafine dinî motifli sosyal hareketine savaş açacaksınız, hem de eskisi gibi dini kullanacaksınız? Sizce mümkün mü?

Erdoğan kalıcı bir otokrasi oluşturmak için devlet rantını yolsuz araçlarla toplayıp dağıtırken, potansiyel rakip gördüğü Cemaat’i yok etmeye karar vermişti. Camdan evin sahibi, komşusunun küçük camına taş atma gafletinde bulundu. Sonuç: Kurmaya çalıştığı kalıcı iktidar tekeli, bütün araçları ile berhava oldu. Şimdi enkazın altından çıkmaya çalışıyor.

Siyasî yelpazeyi, yaklaşık 60 yılda oluşmuş ve pek kolay değişmeyen bir mimariye benzetirsek, Erdoğan bu zorlu mimarinin kilit taşını çekmiş oldu. Artık bu yelpazenin yeniden inşa edilmesi lazım. Önümüzde belediye seçimleri var. Kimse inancına dair bir tercihle bulunmayacak. Bulunursa bütün sermayesini kediye yüklemiş olacak. Kedi dediğimiz, verdiğiniz oyla kent rantına el koyanlar. Öbürü yapmaz mı? Yapabilir; ama fırsat elinize geçmişken halihazırda yapanın cezasını vermezseniz sizin de oyunuzun da hiçbir anlamı kalmaz.

Cehennemdeki başzebani için oy kullanma hakkımız yok; bizler sadece yaşadığımız yere belediye başkanı seçiyoruz..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar