- 3.07.2014 00:00
Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye fiilen başkanlık veya yarı başkanlık sistemine mi geçecek?
Cevabı, cumhurbaşkanlığı makamının varlık sebeplerinde arayabiliriz. Çankaya’da, o yüksek tepede oturan biri kuşbakışı aşağılara bakıp, canı istediği zaman Meclis’te, başbakanlıkta ve bakanlıklarda hüküm süren güce sahip çıkıp, devletin bütün dizginlerini elinde tutabilir mi? Aslında bu sorular cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl sonuçlanacağına ve devlet iktidarının yeniden nasıl şekilleneceğine dair sorular. Siyaset bir imkân sanatı, yeni cumhurbaşkanının güç sınırları nerede bitiyor?
Cumhurbaşkanlığı makamının statüsünün arkasında monarşilerin boşluğunu doldurma gayreti yatar. İmparatorluktan ulus devlete geçerken, monarkın çok uluslu yapıyı bir arada tutup temsil etme yeteneğinin yerini cumhurbaşkanının ulus devleti temsil görevi almıştır. Cumhurbaşkanı tıpkı monark yani kral veya padişah gibi sorumsuz, dolayısıyla yetkisiz biri oluvermiştir. Herkesi temsil eden biri çok yukarıda bir yerde olmalı. Ulus gibi kutsal bir varlığı temsil ederken kimse hesap sormamalı; bunun için sorumsuz olmalı. Durumu en iyi Japon imparatorunun statüsü anlatır. O güneşin yani tanrının oğludur. Bu kadar kutsal birine kimse dokunamaz; o da kimseye ve gündelik siyasete. Böylece ortaya çok kutsal olduğu için eli ayağı bağlanmış ve hiçbir işe müdahale edemeyen sembolik biri çıkar. Cumhurbaşkanları bütün ulusu tek kalemde temsil edebilmek için sorumsuz olmalıdır, sorumsuz biri de yetkisiz olmak zorundadır. Sembolik olan bu görevde çok saygı bekliyorsanız yetkisiz olacaksınız.
Peki yarı-başkanlık veya başkanlık sistemi? Halk adına kullanılan yürütme-yasama ve yargı erki arasındaki ilişkiyi yeniden düzenleyip dağıtır ve sistemi “sorumsuz cumhurbaşkanı” yerine daha esaslı bir yetki dağılımı ile (federal sistem gibi) dengelerseniz, ancak o zaman mümkün olabilir. Yarı başkanlık için Fransa’ya bakabilirsiniz. Yolsuzluklar nedeniyle tutuklanan Sarkozy, yetkili “yarı başkan”ın nasıl sorumlu tutulduğunu göstermiyor mu? Bizde cumhurbaşkanı yetki mi istiyor? Sorumsuzluğunu iptal ederek işe başlayabilirsiniz.
Osmanlı sultanı müslim, gayrimüslim “bi’lcümle teba-i Osmaniye’nin padişahı” idi (Kanun-ı Esasî), cumhurbaşkanı ise sadece Türkleri temsil ediyor. Hilafet ise bir iddia işi. “Müslümanların hamisi” olmak için, Müslümanların sizi “hami” olarak tanıması ve biat etmesi lâzım.
Saltanat kalktıktan ve cumhuriyete geçildikten sonra Atatürk’ün Meşrutiyet padişahlarından daha yetkili olduğu doğrudur; ancak o bile ülkeyi bir “başkan” gibi yönetmemiştir. İzmir suikastı ve Cumhuriyet’i kuran kadrolar arasında iktidar mücadelesine son noktanın konulduğu 1927’ye kadar fiili bir güç dengesi mevcuttu; özellikle 31 sonrasında cumhurbaşkanlığı makamı yöneten güç olmaktan çıkmış ve güç parti teşkilatı aracılığıyla oligarşik bir azınlığın eline geçmiştir. Cumhuriyet tarihi boyunca, cumhurbaşkanlığı makamı hiçbir zaman gerçek gücü elinde bulundurmamıştır. Bir çanağın ortasında, etrafı tepelerle çevrili Ankara’nın yüksek bir tepesinde iktidarı dengeleyen ve frenleyen bir baraj seddi gibi görev üstlenmiştir. O kadar.
Bu sağlam kurumsal yapı ve gelenek bugün için ne anlam ifade ediyor. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, bir sistem değişikliğinin değil 2007 yılındaki 367 krizini çözmek için yedeğe alınan “B planı”nın eseri. Mevcut yetkileri ve statüsü ile cumhurbaşkanı sadece halk tarafından seçilmiş olacak. O zaman olacakları kestirebilmek için kişisel faktörler ve talihin rüzgârı ile şekillenen geçici bir “fiili durum”a odaklanmamız gerekiyor. Babanın evladını, kardeşin kardeşi tanımadığı zorlu iktidar oyununda şayet Erdoğan cumhurbaşkanı olursa çatışma kaçınılmaz. Şöyle bakmayı deneyin: Sorumsuz bir cumhurbaşkanı yerine bıraktığı başbakan ve hükümet üyeleri üzerinde ne derece etkili olabilir? Rahmetli Özal’ın o yüksek tepecikteki mutsuzluğunu ve yalnızlığını hatırlayın.
Devlet katında eski vesayetçiler ile Erdoğan arasında yeni bir ittifak oluştu. Kime karşı? Doğrudan topluma karşı. Gerçek iktidar oyununu cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden değil bu ittifak etrafında takip edeceğiz.
Yorum Yap