Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE Gazete: Zaman GAZETESİ

‘Padişahım çok yaşa!’

  • 8.08.2014 00:00

 Bir hükümet üyesinin, Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin sözü olmasına rağmen ciddiye almanız gerekmiyor: “Türkiye’de bundan sonra başbakan olmaz, bakanlar kurulu başkanı olur.” İktidar ağustos ayı içinde el değiştirecek. Muhtemelen bu sözü söyleyebilen bakan gibi, Erdoğan’ın yakın çevresindeki birçok isim yeni iktidar kadrosunda yer alamayacak.

Ali Babacan’ın Bank Asya’ya Ziraat Bankası’nın talip olduğu şeklindeki açıklaması, bu bankayı batırmaya çalışan Erdoğan’a karşı bir savaş ilanıydı. Babacan bir bankayı değil, ekonomiyi ve güven ortamını savunuyor. Erdoğan’dan önce tepki, Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut’tan geldi. Devlet gücü ile banka batırma projesinin kimin eseri olduğu anlaşılıyor. Yakın zamanda bu ağır suçtan yargının karşısına kimlerin çıkacağı belli oluyor. Sorun şurada: Sona eren Erdoğan’ın bir türlü tamamlayamadığı kişisel otokrasisi. Yeni iktidar kişisel değil, kurumsal ayaklar üzerinde yükselmek zorunda. Bunun için Erdoğan’ın ödünç karizması ile onun kişisel kavgasını sürdürmeye kimse yeltenemez.

Başbakan’ı “padişahım çok yaşa” nidalarıyla Çankaya’ya omuzları üzerinde çıkarmak için bekleyenlerin hiçbiri, yeni iktidar kadrosu içinde kendilerine yer bulamayacak. Babacan’ın soğukkanlı duruşu, ülkenin gerçek ihtiyaçları ile uyumlu. Banka batırmak, ülkeyi batırmak demek. Yeni kabine de kısa zamanda, eğer seçilirse Başbakan’ın kişisel kavgasının uzağında kendini konumlandırmak zorunda.

“Padişahım çok yaşa” lafı, siyasetin evrensel dilini ve tabiatını ele veriyor. Aynısını bugün Commenwealth ülkelerinde Kraliçe’nin doğum günlerinde “long live the Queen” tezahüratı olarak işitebilirsiniz. İngiltere’de güç Başbakan’ın elindedir, “çok yaşa” lafı, Kraliçe siyasetin dışında olduğu için söylenir. Siyasetin bütün denklemlerini çözen asıl evrensel prensip “Kral öldü; yaşasın Kral” özdeyişinde vücut bulur. Dört kelimeden meydana gelen basit bir söz; ancak ilk yarısı ile ikincisi arasına gayet doğalmış gibi derin ve büyük bir uçurumu yerleştirme becerisinde siyaset kendi ifadesini bulur. İlk kısımda sesiniz hüzünle titreyecek, ağlamaklı olacaksınız. Birdenbire ikincisine geçerken yıldırım hızıyla sesiniz bir coşku ve sevinç tınlaması ile yükselecek. Birbirine zıt bu iki duygu arasındaki en kısa ve süratli teatral geçiş yeteneği, siyasî maharetin kapasitesini gösterir. “Kral öldü!”: Timsah gözyaşları ile ağlıyoruz. “Yaşasın Kral”: Yeni iktidar sahibini şaşkınlığa düşürecek ölçüde tebcil ediyoruz. Çok sevdiği bir yakınını kaybettiğini ve evladının dünyaya gelişini hastanede aynı anda öğrenen birinin içine düştüğü girdabı hayal edin. Gerçek hayatta pek karşınıza çıkmayacak bu ihtimal,  siyasetin süratle değişen doğasının genel halini yansıtır.

Kısa mesafe koşucularının başlangıç çizgisindeki gergin bekleyişleri, iktidar partisindeki profesyonel siyasetçilerin bugünkü halini yansıtan bir fotoğraf karesi. Süratle hedefe doğru atılacaklar. Koku alma, görme, işitme yeteneklerini sonuna kadar kullanacaklar. Toplumdan gelen dip dalga nereye doğru akıyor? Tepelerde dolaşan “devlet kuşu” kimin başına doğru alçalıyor? “Padişahım çok yaşacılar”ın bir geleceği yok. Aynı anda derin bir hüzünle “Kral öldü” diye haykırıp, aynı derinlikli coşkuyla “Yaşasın Kral” diye bağırmak için son hazırlıklar yapılıyor.

Türkiye’de sessiz ve sakin bir şekilde iktidar el değiştiriyor. Erdoğan’ın kişisel iktidarı 17 Aralık’ta sona erdi; demek ki kurumsal iktidarın yeni sahipleri belirlenecek. Erdoğan 12 yıl boyunca biriktirdiği bütün sermayesini 17 Aralık’ta kendisini hukuk karşısında korumak için tüketti. Ölçü arıyorsanız piyasalara bakabilirsiniz. Piyasalar diken üstünde, güven arayışı içinde. Çare Erdoğan’ın kutuplaştırıcı nefret söylemi değil. Etnik ve mezhebî popülizm ile sayıca az olanlara karşı toplumdaki çoğunluk arasında bir nefret dalgası oluşturup bu dalganın üzerinde ustalıkla sörf yapabilirsiniz. Peki ülke ne hale gelir?

Hükümet “majestelerinin hükümeti” iken bile, krallar ancak Başbakan’ın ellerine verdikleri konuşma metnini okuyabilirler. “Padişahım çok yaşa”nın kimseye bir zararı olmaz; ama faydası da dokunmaz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar