- 12.08.2014 00:00
Muhalif akıl her yolu denedi, başarılı olamadı. Gezi'de verilen tepkiler Erdoğan'ın arkasındaki desteği kemikleştirdi ve onun önüne yeni bir alan açtı.
Yolsuzluk soruşturmaları kıskacından, burada kullandığı yöntemi daha yoğun uygulayarak çıktı. Yeni düşmanlar icat etti ve "yavuz hırsız" taktiği ile 30 Mart'ta başarılı oldu. Muhalefetin, binbir sıkıntıya katlanarak bulduğu "çatı adayı" formülü bile tutmadı. Gerginlik hep ona yarıyor diye, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtiklerini söylediler. İktidar gerdikçe, muhalefet dişini sıkıp yumuşattı. Sonuç yine başarısız. İktidar cephesinde nelerin olacağı üç aşağı beş yukarı bugünden belli. Yenilikler muhalefet kanadında aranmalı. Önümüzdeki yıl seçim var ve her seçim muhalefet için bir şans.
Muhalefet neden başarılı olamıyor? Erdoğan'ın emrindeki dev propaganda cihazının gücünü dikkate almadan bu soruya cevap vermek doğru değil. Yolsuzluk dosyalarının başında devlet rantı ile medya satın alma operasyonları durmuyor mu? Siyaset bir hesap işi: Yolsuzluk yaparak halk nezdinde itibarınızı kaybedeceksiniz, sonra yolsuzluklarla inşa ettiğiniz medya gücü ile itibarınızı geri kazanacak, sonra bir adım öne geçeceksiniz. Sandık sonuçları bu hesabın tuttuğunu göstermiyor mu? CHP, Erdoğan'ın seçim kampanyasında 300 milyon harcadığını hesaplamış. Her biri zarar eden onca medya organına yapılan yatırımları da bu hesaba katmayı deneyin. Sonra adil ve eşit seçim rekabeti lafınakargalarlaberaber gülmeye başlayın.
Muhalif aklın bu dengesiz tablodan bir çıkış yolu bulması çok zor. Çözümü yine iktidar, amansız iç çelişkileri ile bize gösterecek. Vakit propagandanın değil siyasetin vakti.
Sandık "kim yönetecek?" sorusuna cevap verir. "Nasıl yönetecek?" sorusunun cevabı, seçimin nasıl yapılacağını belirleyen kurallar da dahil olmak üzere yasalar tarafından verilir. Türkiye ilk defa cumhurbaşkanını sandıkla belirledi. Sandıkla belirlenen cumhurbaşkanının "nasıl yöneteceği" sorusunun cevabı anayasanın çok da uzun olmayan 104. maddesinde tek tek sayılıyor. İster Meclis seçsin, ister halk; ister düşük bir oyla ister % 90'la seçilsin cumhurbaşkanının yetkileri değişmiyor. Değişen ne? Fiili durum.
Erdoğan arkasına ciddi bir destek alarak seçildi. Bu desteğin kendisi geride bıraktığı partisi ve kadroları için büyük değer taşıyor. Demek ki fiili durum cumhurbaşkanlığında değil, aşağıda bıraktığı partisinde ve hükümette ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı anayasada yazılı olmayan yetkileri kullanacaksa, bunlar bugüne kadar kimsenin aklına gelmemiş veya yeni icat edilmiş yetkiler olmayacak. Cumhurbaşkanı, oluşturduğu fiili durum ile, yani partisi ve hükümeti üzerindeki nüfûzu ile partisinin ve hükümetin yetkilerini kullanacak. Partisinin genel başkanının kim olacağı başta olmak üzere, gelecek yıl yapılacak seçimlerdeki aday listesini belirlemek birincisini kapsıyor. Doğrudan başbakanın veya bakanların görev alanına giren konularda, onlara emir ve talimat vermesi ise ikincisine, yani hükümete ait yetkileri kullanmasına örnek teşkil edecek. Erdoğan'ın fiilen müdahil olacağı alan oldukça geniş. Köşk'te yasa taslağı hazırlayıp Hükümet tasarısı olarak Meclis'e gönderilmesini isteyebilir. Bakanlar Kurulu'nun tamamını kendisi belirleyebilir, sözünü dinlemeyen bakanların görevine son verebilir. Valilerin, büyükelçilerin kararnamesi Başbakanlık'tan Köşk'e gideceğine, önce tersi olabilir. Müsteşarları, genel müdürleri doğrudan kendisi atayabilir, beğenmediklerini görevden aldırabilir. Başbakan'a örtülü ödenekten harcamalar yapmak üzere notlar gönderebilir. Yatırımlara, ödeneklere kendisi karar verebilir. Devlet ihalelerinin kimlere verileceğini, önceden olduğu gibi yine kendisi belirleyebilir. Kısaca Hükümet'in bütün yetkilerini fiilen kullanabilir. Yine de eksik kalan bir şey var.
Cumhurbaşkanı muhalefeti de ikna etmek ve aynı yöntemlerle çarklara dahil etmek zorunda. Muhalefetin rızasını alamayan bir cumhurbaşkanı, anayasada yazılı sembolik yetkileri bile kullanamaz. Nasıl yöneteceğini, muhalefetin onayı olmadan belirleyemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet için bu sefer altın değerinde bir fırsat. 2015 seçimlerinde Erdoğan nerede duracak? Sorunun cevabını Erdoğan veya halefi değil, muhalefet verecek.
Yorum Yap