Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE Gazete: Zaman GAZETESİ

Bir "kasnak" hikâyesi

  • 28.11.2014 00:00

 Hikâye bu ya, Çingene günün birinde padişah olmuş. Sarayın bahçesinde bir koca ağaçlara bir de karşısına çıkan eşeğe bakmış, bakmış, dayanamamış: "Şu ağaçlardan çok iyi kasnak, şu eşeğin kuyruğundan da pek güzel elek olur." demiş.Ağaçta kasnağı, kuyrukta eleği görmek bir uzmanlık becerisi. Her fırsattan ve zeminden "paralel" muhabbeti çıkarma becerisi gibi. Erdoğan'ın yakın çevresini oluşturan müteahhitlerin yolu, belediye başkanları ile birlikte Londra'ya düşmüş. Hyde Park'a bakmışlar, bakmışlar; sonra kendi aralarında "buraya kaç AVM ve kaç konut sığar" diye uzun bir tartışmaya girmişler. Tabii bu bir hikâye değil, gerçekten olmuş. Ağaca bakıp kasnağı görenler, Hyde Park'a AVM hayal edenler gibi siyaset dünyasındaki her tartışmaya, her ihtilafa "en iyi pozisyon neresi?" gözlüğüyle bakan ve tutumunu belirlerken elinde cetvel gücün bulunduğu merkezlere olan mesafeyi santim santim ölçen entelektüellerin mevcut olması da gayet doğal değil mi?

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 20 yıldır farklı meşreplerde ve fikirlerde aydınları bir araya getiren platformlar oluşturdu. Bu platformlara yolu düşmeyen aklı başında, eli kalem tutan kimse neredeyse kalmadı. Tarih yazılırken yiğidin hakkı verilmeli. Türkiye bu platformlara çok şey borçlu. Farklı olanı tanımak ve anlamak, -bugün ne kadarı mevcutsa- diyalog ve hoşgörü adına vazgeçilmez bir ön şarttı. GYV, sessiz-sedasız bu görevi sabırla yerine getirdi. Eğer bugün her şeye rağmen farklı yerlerde durduğumuz insanlarla empati kurabiliyor ve farklı pencerelerden bakabiliyorsak bu sabırlı çabaların payını kimse inkâr edemez. Eksiğiyle-fazlasıyla Alevî açılımları bu gelenek üzerinde yürüdü, yanlışıyla-doğrusuyla Kürt sorununun çözümünde bu platformların katkısı oldu. Akil adamlar fikri bile bu platformlardan ilham aldı. En önemlisi aydınlar birbirlerini bu platformlarda tanıdılar ve anladılar. Her birinin birikimi ve perspektifi bu toplantılarda zenginleşti. Siyaset olmayınca sivil toplumun ne kadar kolay bir uzlaşma ortamı oluşturabildiği tezi bu toplantılarda hayat buldu.

Etyen, bu toplantılardan birinden on ay sonra Hizmet'i alenen "darbecilikle suçlayan" dedikodular uydururken, -bendeniz dahil- şahitler gösterdi. Gösterdiği şahitler -hiçbiri Hizmet Camiası'nın mensubu değil- hep bir ağızdan onu yalanladılar. "Herkes ekmek yediği kurumu kollamak ister" diye, aşağılamaya kalkarken yakayı ele verdi. "Taraf olanlar nesnel olamazmış"; sadece Etyen gibi sağlam pozisyonda dururken, daha sağlam pozisyon arayanlar, yani kendisinden taraf olanlar tarafsız hükümler verebilirmiş. "İktidar yolsuzluk yaptı mı?" Mahçupyan "yaptı" deyince, hakikat gün yüzüne çıkıyor. ‘Hizmet nerede hata yaptı?' sorusuna aynı şekilde "Kendisini masum olarak sunduğu için" cevabını verince suçlu ortaya çıkmış oluyor. Tahterevallinin tam denge noktasına yerleşmiş oluyorsunuz. Pozisyon o kadar muhkem ki: İktidara "yolsuzluk yaptı" demenin gücüyle Hizmet'i en kestirme yoldan mahkum etme gücüne sahip oluyor. Delil mi lâzım? Etyen'in bütün yazılarında görünen keramet türünden bir kaziye-i muhkeme. Cümle aynen şöyle: "İnsanlar olanları görüyor ve biliyor."

Cumhurbaşkanı evvelki gün esnaflara hitap ederken MGK kararlarıyla ilgili Afrika'da söylediklerine köşemdeki itirazıma,  "yaptığım uyarılar Paralel Yapı'nın müttefiklerini rahatsız etti" diye karşılık verdi. Bir "müttefik" olarak sadece haksızlığı ve yalanı değil, dengeleri takip edip pozisyon arayanları, kısaca her hal ve şartta ağaçlara "ne güzel kasnak olur" diye ince bir zekâ ile bakanları teşhir etmekle mükellefim.

Havuz Medyası'ndan tasfiye edilen gazetecilerin her birinin, geçmişleri ve kişilikleriyle özdeşleşmiş siyasî davaları vardı. İktidar siyasetini savunmak, dava adamları için zordur, tüketicidir; hesabını kendi vicdanlarına verirler. Kavga iktidar ile sivil toplum arasında sürerken, iktidar pozisyonu alıp, içinde çok muhabbetler yaptığı sivil platformu uydurma dedikodularla jurnalleyen Etyen'in ağzından çıkan "ahlak" lafı ise sadece "kasnak" diye anlaşılır.

Etyen'in bu cesur dedikodularından sonra yeni pozisyonu sizce ne olur? 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    28.11.2014 17:40

    "Cingene" demiyoruz artik Mumtaz Bey, Roman diyoruz. Hassasiyetlere saygi lutfen.

Resmi İlanlar