- 27.12.2013 00:00
“Arkadaşlar çok büyük bi komplo var. Bunu sadece YeniŞafak, Star, Türkiye, Akit ve Sabah
gazeteleri görebiliyor. Geri kalan hepimiz malız. Yayalım lütfen!”
Durumumuzun özeti bu.
Başbakan’ın son açıklamalarına göre Halkbank Genel Müdürü saflığının kurbanı olmuş,
yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan Reza Zarrab ise ülkeye katkısı olan,
hayır işlerine giren birisi imiş ve zaten AB ofisine girdiği çantayla da kitap falan götürmüş
olabilirmiş.
Yav he he…
Eski İçişleri Bakanı’na göre oğlunun evinde bulunan para villa satışından gelmiş, parayı
bankaya koymama nedeni ise ipotek yüzündenmiş. Evde çıkan ‘büyük boy altı kasa’ da
boşaltılan işyerinden eve getirilmiş.
Yav he he…
Halkbank Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan 4,5 milyon dolar
da ‘okul yapmak için toplanan bağışlar’mış…
Yav he he…
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
E, artık üç bakan da istifa ettiğine göre ortada sorun falan da kalmamıştır. Parti’nin adı da
temizlenmiştir. Gerçi yolsuzluklar ilk ortaya çıktığında kirlendiğini de hiç düşünmüyorlardı
ama istifa edenlerin itiraflarından sonra yapacak bir şey kalmadı.
İstifa edenlerin de niye hemen etmediklerini bilmeyen yok. Arkada delil bırakmamak için…
Emrin altında çalışan ne kadar adam varsa yerinden oynat, müdahale etmedik, tarumar
etmedik yer bırakma, sonrada istifa ettim de.
Yav he he…
Başbakan’ın ‘savaş kabinesi’ni oluşturan yeniler ise ‘istiklal mücadelesi’nde canla başla
çarpışacak, devleti ‘temizleyecek’ cengâverlerden oluşturulmuş.
Baksanıza, ‘Geziyi dümdüz edin’ emrinin sahibi yeni içişleri bakanı, ‘bira kutularını, sigara
izmaritlerini oraya koyan, atan, orada sarhoş dolaşan, orada birbirlerini kadınlı erkekli öpen
yapılarla’ diyen, yolsuzluğu ortaya çıkarıp soruşturma açanlara soruşturma açılmasını isteyen
yeni adalet bakanı oldu. Hayırlı olsun bakalım.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bunların durumu, bostana dalan, ne varsa çuvalına doldurup sonrada yakalanan Hoca’nın
durumu…
Bahçe sahibi sormuş ya Hocaya;
“Ne işin var burada? Hoca, rüzgâr attı.
Bunları kim kopardı onu da mı rüzgâr? Evet, biraz fazlaca esiyordu, şunlara tutunayım dedim,
elimde kaldı.
Bunun üzerine bostancı kızar:
-Peki, çuvala koyan da mı rüzgâr?
Hoca; işte ben de tam onu düşünüyorum ya”…
Yargıya ve emniyete müdahale ile kirli işlerinin sonuçlarından sıyrılmaya çalışanlar, bunu
yaparken komplo teorileri ile de halkı kandıracaklarını mı sanıyorlar acaba?
‘Kirli operasyonlar, dış mihraklar’ diyerek, tam da kendi zekâlarına uygun ürettikleri
yalanlara kanabilecek çocuk mu var sanıyorlar karşılarında?
Ülkeyi soyup soğana çevirip, sonra da ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, komplolar,
partimize yönelik saldırılar diyince yutacağımızı mı düşünüyorlar?
En iyi savunma hücumdur hesabı ses yükseltip, kargaların güleceği bahanelerle hırsızlığa kılıf
uydurmaya başlayınca inanacağımızı mı düşünüyorlar?
Herkesi kör, âlemi sersem mi sanıyorlar?
Para için yapmayacakları bir şey olmadığını gördüğümüz ‘ikbal pervanelerine’ diyecek bir
şey yok… Onların işi bu, para nerdeyse, ikbal nerdeyse, onlar ordalar. Hükümet propagandası
yapacağım diye attıkları palavralarla eskiden komik, şimdi ise acıklı, utanılıcası halleriyle
milleti ‘salak’ yerine koyuyorlar akıllarınca.
Ama…
‘Yolsuzluk var mı yok mu’ cevap veremiyorlar…
Kamu İhale Kanunu iktidarın 11 yılında tam ‘164 kez’ neden değişti cevap veremiyorlar…
Çünkü bunlar bildiğin yavuz hırsız çıktılar.
Herkesi kör, âlemi sersem sanıp, akıllarınca çocuk kandırıyorlar.
Yok, villa satışından gelen para, yok, işyerinden gelen kasa…
Elbette ayakkabı kutuları içindeki milyonlar da hayır amaçlı konulmuş paralardı.
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ikinci dalgasıyla ilgili dosya elinden alınan Cumhuriyet
Savcısı, ‘gerekçe gösterilmeden dosya elimden alındı. Soruşturma yapmam engellendi,
şüphelilerin kaçması ve delillerin karartılmasına imkân verildi’ diye henüz açıklama yaptı,
pek demokratik hukuk devleti ülkemizde…
Bakalım ikbal pervaneleri buna nasıl kılıf bulacak?
Sahi, ‘soygun yapılmış mı, yapılmamış mı’?
Yorum Yap