Babam için

  • 12.09.2012 00:00

 Seneler önce Metris Askeri Cezaevinden tahliye olduğumda cezaevi kapısında beni bekleyen rahmetli babam, “ Geçmiş olsun oğlum “ dedikten sonra, iki yana açtığı ellerini gökyüzüne doğru kaldırarak, “ Allah’ım bu acı günleri bir daha bize gösterme “ demesinin üzerinden 20 küsur yıl geçti…

Okuyup, adam olsun diye Akçakoca’dan Düzce’ye gönderdiği oğlu,

12 Eylül darbecileri tarafından anarşist, terörist ilan edilmiş, zindana tıkılmıştı.

Düşünsenize, bir baba olarak ciğeriniz yanmış, içinize köz düşmüş ve yıllarca oğlunuz için acı çekiyorsunuz.

Babam için kolay değildi tabi ki gencecik oğlunu yıllarca mahpusa gidip görmek. Askeri cezaevi avlularında itilmek, kakılmak. Ölene kadar o acıyı hep içinde hissetti…

Bundan tam 32 yıl önce, 12 Eylül 1980’de bizler evlerimizde uyurken, gecenin en karanlık saatinde sabaha karşı tanklarla, toplarla radyo ve televizyonu ele geçirerek darbe yapanlar parlamentoyu kapatarak, anayasa suçu işlediler.

O gece ve sonraki günlerde binlerce kapıyı çaldılar. Binlerce kişiyi sıcak yataklarından kaldırdılar. Soğuk zindanlara tıktılar. İşkencecilere teslim ettiler. Issız köşelerde enselerinden vurarak kimsesizler mezarlığına gömdüler. Darağaçlarına gönderdiler.

Bu kişilerden biri de bendim.

“ Asmayalım da besleyelim mi “ diye darbe yapanlar, devletin maaşlı askerleriydi. Güçlerini ödediğimiz vergilerle aldıkları silahlarından ve omuzlarında taşıdıkları apoletlerinden alıyorlardı.

16 yaşında,

17 yaşında,

18 yaşında,

19 yaşında kızlı erkeli gencecik çocuklardık.

Umutlarımız, hayallerimiz vardı…

Bir gecede askerler tarafından gözaltına alınarak Bolu Komando Tugayının buz gibi soğuk hücrelerinde sorgulandık.

Gözlerimiz bağlı, gencecik bedenlerimize günlerce elektrik verdiler.

 Filistin askısında çarmıha gerdiler.

 Bizlerden, arkadaşlarımızı gammazlamamızı, itirafçı olmamızı istediler. Gözlerimiz bağlı ne yazıldığını bilmediğimiz kâğıtları imzalamamızı istediler.

 Onlarca arkadaşımızla birlikte Bolu Komando Tugayının içinde günlerce işkencelerden geçirildik. Aç ve susuz bırakıldık.

Gördüğümüz işkencelerin izleri silinsin diye, haftalarca bekletildiğimiz Bolu Komando Tugay’ının hücresinden alınarak, Gölcük Donanma ve Sıkıyönetim Komutanlığı savcılığına çıkarıldıktan sonra tutuklanarak askeri cezaevlerine tıkıldık.

Düzmece askeri mahkemelerde savunma olanaklarımız ellerimizden alınarak yıllarca yargılandık. Düşündüğüm ve düşündüğümü söylediğim için 10 yıl 8 ay ceza aldım. Askeri ceza evlerinde yıllarca zulüm gördüm.

Dün, işkence tezgâhında 20 yaşlarındayım, bugün 52 yaşındayım.

Ne acı ki; bugün, 32 yıl önce olmuş bitmiş bir darbeyi değil, hala onun süren ve daha da sürecekmiş gibi gözüken yine onun bedenlerimizde ve zihnimizde bıraktığı acı sonuçları tartışıyoruz.

Ne acı ki, 12 Eylül 1980 darbesini yapanların süngü zoruyla yaptıkları ve halka zorla onaylattıkları darbe Anayasası olan 82 Anayasası ile 32 yıldır bu ülke yönetilmeye çalışılıyor.

Ne acı ki, 32 yıl boyunca her genel seçimde “ yeni bir anayasa “  için halktan oy isteyerek iktidara gelen bütün partiler, bir süre sonra “ yan yattı çamura battı “ misali ölü fare numarasına yatarak vatandaştan gelen değişim talebinin üzerinde tıkaç vazifesi görüyorlar.

Her anayasa tartışması çıktığında, bütün partiler birbirini suçluyor. Yok, kırmızıçizgim, yok dokunulmaz maddelerimiz falan filan…

Sorarım size, Hangi ideoloji ve inanç sinsilesi insan yaşamının kutsallığından daha değerli olabilir?

Son sözüm AK Parti yöneticilerine ve AK Partili dostlarıma…

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, ülkesini üç dönemdir yöneten bir parti eleştiriden azade tutulamaz. Kusura bakmayın, siz de tutulamazsınız.

12 Eylül Referandumunda  “ EVET “ oyu için sizlerle sabahlara kadar kapı kapı dolaştık.

Bu halka 3 dönemdir yeni, demokratik bir sivil anayasa sözünü ben değil siz verdiniz. Bu sözü yerine getirmeniz için çoluk çocuk size destek çıktık, oy verdik. Sayın Başbakanın dediği gibi,  sadece elimizi değil, gövdemizi de taşın altına koyduk.

Demokrasi güçlerinin hep birlikte yürüttüğü büyük mücadelelerden sonra askeri vesayet geriletildi. O dönem artık bitti. Çekip gitti.

 

AK Parti Hükümetine yapılan eleştirilerin, konuşmalarında her tarafı tel tel dökülen ve artık ‘ beni yenile’ diye bas bas bağıran külüstüre dönmüş 1920 model devlet aygıtını savunan Sayın Başbakanın icraatlarına ciro edilmesi kadar daha doğal ne olabilir?

Boşu boşuna kendinizi de, bu ülkeyi de yormayın. 82 anayasası ile ancak bu kadar yol alabilirisiniz. Bizlere söz verdiğiniz gibi, devleti değiştirin, yeni anayasa çalışmalarına sahip çıkın.

Bu ülkeyi, yıllarca hapishane kapılarında evlatlarını beklemek zorunda bırakılan babaların ülkesi olmaktan çıkarın…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (6)

  • Necdet Kerim
    Necdet Kerim
    28.09.2012 16:43

    Vah Nevzat ! Ah Nevzat ! 12 Eylül Referandumunda “ EVET “ oyu için sizlerle sabahlara kadar kapı kapı dolaştık. Bu halka 3 dönemdir yeni, demokratik bir sivil anayasa sözünü ben değil siz verdiniz. Bu sözü yerine getirmeniz için çoluk çocuk size destek çıktık, oy verdik. Şu anlattığın hikayeyi sol bir çaba olarak anlatma bana... Düştüğün şu duruma çok üzüldüğümü belirtmeliyim. Lütfen artık bu işleri sol culuk adına yapmayın. Yakamızdan Düşün... Gidin hepiniz Osman Can olun .

  • Sema Durdu
    Sema Durdu
    13.09.2012 16:58

    Nevzat Bey, bukadar çok üzüntü,acı göz yaşı bu ülkeye fazla artık. Umarım memleketini yöneten büyüklerimiz dün ve bugün yaşananlardan ders çıkarırlar ve acılara son vermek için gereken duyarlılığı gösterirler

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    13.09.2012 15:25

    gün gelir zorbalar kalmaz gider

  • Düzceli M
    Düzceli M
    13.09.2012 14:58

    çok haklı bir yazı. bu yazılanları sayın başbakan okumalı ve bundan sonraki siyasetide buna göre şekillendirmeli. yoksa oy kaybetmeye devam edecekler.

  • DEVLET ARTIK DEĞİŞMEZ
    DEVLET ARTIK DEĞİŞMEZ
    13.09.2012 15:07

    TÜM HALK (NEREDEYSE) YILLARDIR YEDİĞİ DEVRİM(!)LER VE ARDI KESİLMEYEN DARBELERLE İSLAMDAN İYİCE UZAKLAŞTI.MİLLETTE ARTIK KORKAN, PARAYA TAPAN, ZEVK DÜŞKÜNÜ BİR KALIN TABAKA OLUŞTU. BU KALIN TABAKAYA DARBEYE GEREK YOK. ZATEN SİNEDE ÇOK BİŞEY KALMADI, ONUN İÇİNDİR Kİ 27 NİSAN HİKAYESİ "MUHTIRA" ŞEKLİNDE TEĞET GEÇİRİLDİ.HALK ANLAMADI BİLE,ÇÜNKÜ DERDİ DEĞİL.DERDİ PARA-ZEVK-RAHATLIK OLDU ARTIK. KİMSE KUSURA BAKMASIN. AKP DE BUNDAN NEMALANIYOR. FARKLI DEĞİLLER...

  • Emrullah
    Emrullah
    12.09.2012 11:07

    Nevzat bey,umarım o çok güvendiğiniz AKP dileklerinizi yerine getirir. İkinci bir hayal kırklığı yaşamazsınız

Resmi İlanlar