- 24.03.2013 00:00
Malum, Haziran ayında TSO seçimleri var.
Bir son dakika sürprizi olmaz ise seçimlere 2 iddialı grup giriyor. Bincisi, Nusret Özsoy’un başını çektiği, TSO’ ya yeni bir soluk ve heyecan getirmeye çalıştıklarını söyleyen grup ile,
AK Parti rüzgârını arkasına almaya çalışan eski milletvekili Fahri Çakır’ın başını çektiği diğer gurup…
Taraflar kapı kapı dolaşarak TSO üyelerini kendi gruplarına oy vermek için ikna etmeye çalışıyorlar.
Ancak her seçimde olduğu gibi bu seçim sürecinde de ister istemez demokratik teamüllerin dışında çıkılarak seçimlere müdahale edilmeye, üyeler dedikodularla yönlendirilmeye, kamuoyu bilgi kirliliği oluşturularak seçimler maniple edilmeye çalışılıyor.
Bu bilgi kirliliği diyebileceğimiz haberlerden birine bizim gazetemizde alet edildi.
17 Şubat tarihinde gazetemize “ Sanayici yeter dedi “ başlıklı imzasız bir mail atıldı.
Gazetemiz İmtiyaz sahibi Hüseyin Bektaş’ın ısrarla, “ kaynağı belli olmayan bildiriyi koymayalım “ demesine rağmen Düzce TV ‘den Mail yoluyla gelen haberi sayfalarımıza taşıdık..
Haberde, kaynak gösterilmeden Organize Sanayi Spor Kulübü ve onun başkanı olan Erol Tayhan eleştirilerin odağındaydı ve bildiride ciddi iddialar vardı.
İlk okunduğunda çok vahim iddiaların olduğu görünen yazıya balıklama atlayarak sayfalarımıza taşıdık.
İddialar için hiçbir kaynak gösterilmemişti ve biz hiçbir sorguya tabi tutmadan yayınlamak bizim en vahim hatamızdı.
Haberden bir gün sonra Erol Tayhan bir basın açıklaması yaparak suçlamaları ret etti. Erol Bey, Biz ve bizim gibi kaynak göstermeden yazıyı sayfalarına taşına gazete ve internet sitelerini haklı olarak eleştirdi. Haklıydı da…
Bildiride yer alan iddiaların içeriğini doğru kabul etsek bile, kaynağı belirsiz ve apaçık ısmarlama olduğu her yanından belli olan bir habere kuşkuyla yaklaşmalı, işin kaynağına ulaşmayı ya da en azından Erol Tayhan’dan da görüş alarak haberi yapmalıydık.
Bu vahim hatamızdan ötürü suçlamaların hedefindeki isim Erol beyden ve okurlarımızdan özür diliyoruz.
Bu bizim kulağımıza küpe olsun…
Olay burada bitmedi,
TSO’dan geldiği iddia edilen yazının mağduru OSB yönetimi ve TSO, gazetelere gönderilen faksın kendileri tarafından servis edilmediğini beyan eden açıklamalar yaptılar.
Önce TSO başkanı Metin Büyük olayın kendileriyle bir alakası olmadığını açıladı. Ardından OSB başkanı Selim Yirmibeşoğlu iddialara kaynak gösterilen OSB yönetimi ve OSB yatırımcılarının faksla ilgilerinin olmadığını beyan ettiler.
Top ortada kalmıştı.
Nihayet geçen hafta sonu uzun süre sessizliğini koruyan meclis başkanı Nusret Özsoy bir açıklama yaparak, düzmece iddiaların yer aldığı faksı gazetelere servis eden kişinin TSO yönetim kurulu üyesi Mehmet İbarhimoğlu olduğunu açıladı.
28 Şubat Perşembe günü yapılan açıklamanın üzerinden yaklaşık 1 hafta geçmesine rağmen sayın İbrahimoğlu’ndan en ufak bir açıklama gelmedi.
Oysa, 22 Şubat tarihli Parantez ve Düzce TV’de yer alan köşe yazılarında kendisinin gazeteler servis ettiği haber için, “ …Bakın bir haberin kaynağı açıklanmaz. Bu basındaki en önemli kuraldır. Bilmeyenler öğrensin, bildiğini zannedenler de bilmediklerini öğrensinler…
Türkiye’de artık haberin nerede yazıldığı, alttaki imzanın kime ait olduğu belirlenirken, hiçbir şey gizli kapaklı kalmazken, kabalaşmanın hiçbir anlamı olmayacaktır…”
Evet, Sayın İbrahimoğlu, birileriyle aranda yaşadığın kişisel hesaplara keşke TSO’yu, OSB’yi ve medyayı karıştırmasaydın.
Yaptığın hiç şık olmadı!
Dediğin gibi, “ kabalaşmanın hiç anlamı yok “ Düzce kamuoyundan bir özür dilemen yeter…
Yorum Yap