ÇERKES SÜRGÜNÜ

  • 28.02.2011 00:00

Değerli okurlar,
Bulunduğu konum itibarı ile ismini açıklayamayacağım bir okurumuzdan gelen mektubun tamamını yayınlıyorum.

" Sayın Nevzat Cingirt,
Milliyetçiliğin en kaba ve hoyratça yapıldığı bu şehirde farklı, cesur bir yayın politikası izliyorsunuz.
21 Şubat Dünya Ana Dil Günü nedeni ile Düzce’deki yerel basın organlarının hiç birinde tek bir satır yazı çıkmazken,Yerel Haber Gazetesi’nin web sitesinde yayınlanan “Ana Dil Ana Sütü Gibi Helaldir “ haberinizi okuduğumda bir Çerkez olarak inanın çok etkilendim. Mutlu oldum. Ana dil sorununa göstermiş olduğunuz hassasiyetten ötürü ailem ve camiam adına teşekkür ederim. Bu vesile ile Çerkezlerin sorunlarına yönelik duyarlılığı artırmak amacı ile göndermiş olduğum yazımı değerlendirirseniz sevinirim. Yayınlarınızda başarılar dilerim.


KAFDAĞININ ÇOCUKLARI 147 YILDIR SÜRGÜNDE

Biz vatandaşı olduğumuz, sorumluluğunu yerine getirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden, oylarımızla seçtiğimiz hükümetlerden gerçekçi çözüm bekliyoruz.
Yok olmakta olan bir dilin son sahipleri olarak pozitif ayrımcılık istiyoruz. 147 yıldır Anadolu'da yaşıyoruz. 147 yıl boyunca bu ülkenin tarlasında çiftçi, fabrikasında işçi olduk, savaşlarında öldük.
Bu topraklar için ölürken Türkçe bilmiyorduk.
Şimdi anadilimizi bilmiyoruz."

Çerkezler 150 yıl süren Rus Kafkas savaşlarının sona ermesi ile anayurtlarını terk etmek zorunda kalmalarının üzerinden
147 yıl geçti.Ancak ne yaşadıkları topraklarda ne de Kafkasya'da savaşlar sona erdi.

Tuapse Limanı'na yanaşan silah ve cephane yüklü İngiliz gemisi için Rus general "değil savaşacak,gemideki silahları
indirecek insan kalmadı"diyordu.Kafkas halklarının 150 yıl süren özgürlük savaşı yenilgiyle sonuçlanmak üzereydi.
Böylesine ağır bir yıkım ve kırımdan geçirilen Çerkezlerden geride kalanlar için ise Tuapse Limanı artık bir daha geri dönülmez sürgün yollarına düşmenin adresiydi.
Tarihçilere göre 2 milyon Kuzey Kafkasyalı Osmanlı topraklarına doğru yola çıktı.Bu öylesine bir ağır yolculuktu ki,
hasta düşenler,ölmeden önce gemilerden Karadeniz'e atılıyordu.Bu yüzden olsa gerek Çerkezler nesiller boyunca
balık yemekten sakındı.
Samsun,Trabzon,Köstence ve Varna limanlarına ulaştıklarında ise açlık ve salgın hastalıklar yüz binlercesinin daha
ölümüne neden oldu.


BÜTÜN CEPHELERDE SAVAŞTILAR


Ardında Balkanlar'da Osmanlı bayrağı altında Bulgarlara karşı,
1.Dünya Savaşı'nda Sarıkamış'ta,Çanakkale'de,Yemen'de
ve Hicaz'da savaştılar.
Bedevi kabileleri ile birlikte Osmanlı kuvvetlerine saldırdılar.
Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu'nun
tüm cephelerinde emperyalistlere karşı çarpıştılar.
Suriye'de Fransız bayrağı altında Dürzilere,Bedevilere karşı,
Dürzilerle birlikte İsrail’e karşı.
İsrail bayrağı altında Araplara
karşı,
Ürdün bayrağı altında İsrail'e karşı savaştılar.
Filistinlilerle birlikte İsrail'e baskın düzenlemek için Shari-Ah'ı geçtiler.
Öyle bir parçalanmaydı ki bu;aynı ailenin çocukları başka başka ülkelerin bayrakları altında bir birleriyle savaşmak birbirlerine kurşun sıkmak zorunda bırakıldılar.

Bazen özgürlük için savaşanlara karşı,bazen özgürlük için savaşanlarla birlikte.Ama her defasında kendilerine ait olmayan
tüm savaşlar ve cephelerde kıran kırana çarpışmaları göğüslemek zorunda bırakıldılar.Her savaş onları daha çok parçaladı.
Yurtsuz ve sürgün bıraktı.
Artık anavatanlarından sürülen Kafkasyalıların kaderi,ait olmadıkları topraklara kanlarını akıtmaktı.
150 yıl sonra ne Kafkas dağlarında ne de sürgün düştükleri yeni vatanlarında savaşlar sona erdi."Kaf Dağı"nın çocukları güzel bir gelecek umuduyla hala savaşıyor... “

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Yerel Haber (www.duzceyerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (9)

  • Yılmaz Özcan
    Yılmaz Özcan
    25.10.2014 23:04

    . “1864 JENOSİDİ VE SÜRGÜNÜ”NÜ ANMA ETKİNLİKLERİ’NDE . YAPILAN YANLIŞLAR VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER: . “1864 Jenosidi ve Sürgünü”nü anarken, yapılan katliamları ve sürgünü anlatabilir ve bu olayları, o devirde yaşamış insanlara da hakaret etmeden kınayabilir ve lanetleyebilirsiniz. Ayrıca mâkul talepleriniz varsa, onları da meşru biçimde ifade edebilirsiniz. Ancak hiçbir gerçek ve tüzel kişi için antipati, şiddet ve saygısızlık ifade eden söylemler ve sloganlar kullanamazsınız. Bu tür hareketler; Adıge Düşünüş Biçimi’ne ve Adıge Geleneği’ne uygun olmadığı gibi hukuka da aykırıdır. Adıge Toplumu’nu Dünya Kamuoyu Gözü’nde “basit toplum” olarak göstermeye, hiçbir gerçek ve tüzel kişinin hakkı yoktur. Yukarıda belirtilen yanlışları bütün dünyada ortadan kaldırmak ve söz konusu anma etkinliklerinin hedefli, bilinçli ve verimli olarak yapılmalarını sağlamak için; Kuzey Kafkasya ile ilgili tüm birlik, dernek, vakıf ve kuruluşlar aşağıdaki önlemleri almalıdırlar: 1. Gelecek yıllarda yapılacak “1864 Jenosidi ve Sürgünü” Anma Etkinlikleri’nde; nefret ve antipati içeren hiçbir söylem ve sloganın kullanılmasına asla müsaade edilmemelidir. 2. Yapılan jenosid ile sürgünün, “Adıge Düşünce Yapısı ve Geleneği”ne uygun olarak barışçı söylemlerle Dünya Kamuoyu’na anlatılması sağlanmalıdır. 3. Yetkili kanaat önderlerimiz, bilim ve sanat insanlarımız tarafından dünya liderlerine, bilim ve sanat çevrelerine, kamuoyu kanaat önderlerine ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerine; jenosidin ve sürgünün, uygun dil ile yazılı ve sözlü olarak her yıl güncellenerek anlatılması sağlanmalıdır. 4. Bu anlatımlar esnasında; devletlerin şöven düşünüş biçimlerinin yansıması olan karar ve uygulamalarının neler oldukları ve bunların hangi nedenlerle yanlış oldukları ilgili şahsiyetlere açıklanmalı ve ilgili uluslararası kuruluşlara uygun şekillerde yazılı başvurular yapılmalı ve bu dokümanlar muhafaza edilmelidir. 5. Bulunulan ülkelerin aydınları, sanat ve bilim insanları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile uygun zaman ve zeminlerde görüşmeler yapılarak konularla ilgili olarak onların devamlı bilgilendirilmesi sağlanmalı, onlarla görüş paylaşımı durumunda ise ortak çalışmalar yapılmalıdır. 6. Rusya dahil tüm ülkelerin kamuoylarının desteklerinin sağlanması için doğru, etkin ve verimli çalışılmalar yapılması sağlanmalıdır. 7. Bütün dünyadaki Kuzey Kafkasya ile ilgili kuruluşlar her yıl ortak kararlar alarak; o anma yılında yapılacak etkinliklerde kullanılacak adalet talep eden ortak söylemler ve sloganlar belirlenerek ve koordine edilerek, bunlar etkin biçimlerde kullanılarak hedefli ve planlı çalışmalar yapılması sağlanmalıdır. 8. Fevri davranış ve söylemlere hiçbir şekilde mahal bırakılmamalıdır. . Yukarıda belirtilen önlemlerin alınmasının sağlanmasını; ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarımızın sayın yöneticilerinden, yetkili kanaat önderlerimizden, ilgili bilim ve sanat insanlarımızdan bir Adıge olarak talep ediyorum. . Yılmaz Özcan 2014 Yılı

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    27.10.2014 06:46

    Baris Bey, sizin dediginiz gibi ABDde konusulan, yazilan tek dil ingilizce degil. isteyen kendi anadilinde tedrisat yapan okul acabilir, ingilizce de ogretmek sartiyla. Anadil egitimi en onemli insan haklarindan biridir. Dunyada anadil egitimini yasaklayan ulke sayisi cok azdir bugun. Bir lisan hazinedir, neden kaybolsun? Turkiyede Kurtler, Cerkezler anadillerinde okuma, yazma ogrense bunun bu ulkeye de kimseye de zarari dokunmaz. Kurtarin kendinizi bu tekcilikten. Bu ulkenin resmi dili Turkce, buna itiraz eden yok. Resmi dilin Turkce olmasi, tum oteki dillerin yasaklanmasini gerektirmez. Bu zihniyet bu ulkeye cok buyuk zararlar vermistir. insanlarin dogustan sahip oldugu haklari ellerinden alirsaniz eninde sonunda catisma olur.

  • barıs elmas
    barıs elmas
    23.03.2011 09:46

    sayın müşteba kardesım benım anlatmak ıstedıgım dıs dunyaya karsı tek dıl tek bayrak.bunun temelınıde resmı kurumlar olusturur.yıllardır yanımda personel barınır ve kendı ıclerınde kurtce konusur.benle ıletısıme gecerken turkce konusur.cunku ortak dıl.halkımızın ıletısım dılıdır `turkce` onlar kurt ben abaza herkez kendı dılını konussa nasıl anlasacaz kımse bıze avrupada;kurt abaza cerkez laz demıyor.turkmusun dıye soruyor.bırden fazla mıllet barındıran tek ulke turkıye degıl unutmayalım.

  • Melih ERER
    Melih ERER
    22.03.2011 01:00

    Balıkesirin Manyas ilçesinde yaşayan wubıh kaviminin bir ferdi olarak görüşüm şudur..Her isteğin her talebin bir bedeli vardır! Bu bedelde şahsım adına milletim tarafından ödenmiştir..

  • Yalçın BEKAR
    Yalçın BEKAR
    9.03.2011 00:50

    Syn Nevzat bey beni hatırlarsınız umarım...Size buradan bir şeyler yazacaktım ama vaz geçtim,bana ulaşırsanız sevinirim.

  • Düzceli
    Düzceli
    28.02.2011 15:23

    Atalarımız Kafkas dağlarında kimliklerini kaybetmemek için Rus çarlarına tam 150 yıl direnmişler ve asla teslim olmamışlar.Biz ise bu topraklarda devletin soframıza getirip meehh dediği her şeye emrin olu paşam demişiz.Ana dilimizi unutmuşuz.Örfümüzü,geleneklerimizi unutmuşuz.Bu devletin asimilasyon politikalarının gönül elçileri olmuşuz.Şimdi yeter artık!

  • Müşteba
    Müşteba
    28.02.2011 14:22

    sevgili Barış kardeşim,Bu kainatın yaratıcısı biz kullarını renklere ayırmış sarıh,siyah,beyaz...dillere ayırmış abaza,çerkez,kürt,ingiliz,alman...koklaşın,anlaşın,barışın kardeş gibi yaşayın diye.yüz yıllarca böylece yaşamışlar bu topraklarda koyun koyuna.kardeşce... Sonra birileri gelmiş demiş ki bizim resmi dilimiz Türkçe.Bunun dışında her türlü konuşmayı yasaklıyorum demiş.Eeeeeeeeeyyyy yasakcı kafalar.Allahın bize bahş ettiği ana dilimizi yasaklama hakkını size kim verdi eeeeeeyyy melunlar!

  • barıs elmas
    barıs elmas
    28.02.2011 14:08

    bende kafkas kokenlı vatandas olarak su ulkede sunu gordum 33 yılda bıldıgım tek sey turkcedır ama resmı kurumlarda buda bole olmalıdır ben hıc duymadımkı amerıkadakı bırlesık devletlerınde ıngılızce harıcınde bır dıl olsun kardesım kımse demıyokı bıze abazaca konusmak yasak dıe veya kurtce bız tek dıl tek bayrak dıyoruz kurumlarda halk kendı ıcınde hangı dılı konusursa konussun okullarda turkce harıcı bır dılı tasvıp etmıyorum bu tur bos meselelerle ugrasmayalım

  • veyselsaka
    veyselsaka
    28.02.2011 10:51

    Nevzat mektubu okudum evet bu ülkenin herşeyine katılmış bir onurlu bir halk var burası doğruben çözümüne gelmek istiyorum ana dilde eğitim öğretim müçadelesi verenlerle dayanışmaya girmek lazımdemokratik özerklik olan bölge parlementosu hükümeti sağlığın güvenliğin eğitimin bu bölgesel parlemento hükümetana dilde eğitim öğretim hakkı dahil köylerde köy komünleri mahalle meclisleri kent konseyleri muhtarlar azalarla sivil toplum meslek örgütleriyle hep beraber ortaklaşıldığı özgür tartışma çıki

Resmi İlanlar