Hayat sürekli bir imtihan. Her imtihan da doğru ya da yanlış bir karar vermeyi gerektiriyor.
Kim derdi ki böyle birden bire Taraf’ta yazmayı bırakacağımı.
Oysa Beşiktaş’ta olanlara girecektim bugün. Tüzük Kongresi’ne değinecektim. Bunlar sadece Beşiktaş’ı ilgilendiren konular değildi üstelik. Sadece futbolu da ilgilendirmiyordu. Ülkedeki demokrasi ve sivilleşmenin sorunuydu. Barış’a ulaşılmasıyla birlikte çok daha acil ve yakıcı bir sorun olarak tartışılacak, mücadelesi verilecek sorunlardı bunlar.
Kişisel olarak Barış Süreci’ne “yeter ve evet” diyenlerdenim. Ama maalesef gazetede yaşanan sürece“yeter ve hayır” diyor, ayrılıyorum.
Daha önce birçok gazeteden ayrıldım, ama hiç veda yazısı yazmamıştım. Çünkü o gazeteler patron gazetesiydi, aramızda bir iş ilişkisi vardı. Ve zaten çoğunlukla bu ilişkileri sona erdiren de bendim.
Yaşım ortaya çıkmasın diye tam süresini vermiyorum ama onlarca yıldır bu işin içindeyim. Pikaj-montaj servisinde başladım gazete havasını koklamaya... Önce kol emekçisi, sonra fikir işçisi oldum.
Taraf’ı hiçbir zaman bir patron gazetesi olarak görmedim. Ne ki bazı arkadaşların, sorgusuz sualsiz, tek yönlü bir kararla işten atılmaları fikir işçisi yanıma dokundu açıkçası... Bu usulsüz uygulama ve haksızlık karşısında tarafsız kalamazdım.
Başka türlü yapamazdım.
Taraf çıkmaya başladığı günden beri içinde olan, yaklaşık dört yıl yazılarıyla ucundan kenarından da olsa katkıda bulunan bir insan olarak bu ayrılıktan “mutlu musun” diye sorarsanız, hayır mutlu değilim.
Çünkü bugüne kadar birçok gazetede çalıştım ama bu kadar rahat, bu kadar özgürce yazabildiğim bir başka gazetem olmadı. Olacağını da sanmıyorum.
3 Temmuz sürecinde, sadece ve sadece “temiz futbol, temiz toplum” kaygısıyla yazdığım yazılara bile hiçbir müdahale gelmedi. Sadece “devam” sesi geldi yukarıdan.
Ayrıca spor sayfasında birlikte çalıştığım arkadaşlarımla da iş arkadaşı gibi değil kırk yıllık dost gibi olduk hep. Sevgiyle, saygıyla çalıştık. Hiç birbirimizi kırmadık. Nerede olursak olalım onlara hep bir telefon mesafesinde kalacağımı bilmelerini isterim.
Çalışmalarımın, emeğimin maddi karşılığını alamasam bile Taraf’ta olmak, Taraf’ta yazmak güzeldi. Ama sonuçta burası da bir patron gazetesiyse, bir kol işçisi duyarlılığıyla bu emeğin hakkının verilmesini, en azından bu emeğe saygı duyulmasını beklerim artık..
Şu anda Taraf bir değişim sürecinde. Sonunda nasıl bir şey ortaya çıkar bilemiyorum.
Bu anlamda başta Neşe Düzel olmak üzere Gazete’de kalmaya karar veren arkadaşlarıma ve tabii spor sayfası çalışanlarına da hoşçakalın diyorum.
Askerî vesayetin tasfiyesinde, Uludere olayında, en son Barış Süreci’nde üstlendiği görevle Türkiye Tarihi’nin değişmesinde önemli pay sahibi Taraf. Böyle bir gazetenin çalışanı olmaktan her zaman gurur duyacağım.
Benim ve herhalde tarih için önemli ve değerli olan sadece bu.
Sevgili okur, hepimiz bu ülkede ve bu dünyada yaşıyoruz. Bir yere gitmiyoruz yani... Umarım yakın zamanda yeniden görüşürüz.
Hoşçakalın ve sağolun.
Taraf