Madrid’in iki ezeli rakibi Atletico ve Real, UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Lizbon’da buluşacak. Karşılaşma saat 21.45'te başlayacak.
Kupa 1’in 1955’e uzanan tarihinde ilk defa finali aynı kentin takımları oynayacak.
İspanya’nın başkentinin iki kulübü Atletico Madrid ve Real Madrid, Portekiz’in başkenti Lizbon’daki Luz Stadı’nda kozlarını paylaşacak.
Saat 21.45’te başlayacak mücadeleyi Hollanda’dan Björn Kuipers yönetecek. Cüneyt Çakır ise dördüncü hakem olarak görev yapacak. Mücadele Star TV’den yayınlanacak.
Real’de kart cezalısı Xabi Alonso finalde oynayamayacak. Cristiano Ronaldo ve Pepe yakın dönemde sakatlık geçirdiler ve form durumları soru işareti.
Atletico’da ise sakatlıkları bulunan Diego ve Arda Turan’ın durumu netleşmiş değil.
Real Madrid Avrupa’nın en büyük kulüp kupasını dokuz kez kaldırdı. Son şampiyonluğunu 2001-2002 sezonunda elde etti.
Atletico Madrid ise daha önce oynadığı tek finalde 1974’te Bayern Münih’e yenilmişti.
Real Madrid bu sezon Şampiyonlar Ligi B Grubu'nu Galatasaray, Juventus ve Kopenhag'ın önünde birinci bitirdi. Son 16 turunda Schalke'yi, çeyrek finalde Dortmund'u, yarı finalde ise Bayern Münih'i eleyerek finale yükseldi.
G Grubu'nu Zenit, Porto ve Austria Wien'in önünde yenilgisiz tamamlayan Atletico ise daha sonra sırasıyla Milan, Barcelona ve Chelsea'yi saf dışı bıraktı.
Siyasetle şekillenen rekabet
Atletico-Real derbisini şekillendiren unsurlardan biri siyaset.
Real Madrid için ‘kralın takımı’ yakıştırması yapılırken, Atletico Madrid için ‘muhaliflerin ve işçi sınıfının takımı’ nitelemesi yaygın.
İspanya İç Savaşı’nın ardından 1939-1975 yılları arasında ülkeyi yöneten Francisco Franco’nun ilk zamanlarında, rejimin daha yakın durduğu takım Atletico oldu.
Ancak Real Madrid, Avrupa kupalarında elde ettiği başarılar sayesinde, uluslararası alanda izole olmuş diktatörlük için daha cazip hale geldi. Franco’nun bir bakanınının “Real Madrid şu ana kadarki en iyi büyükelçimiz” dediği iddia edildi.
Ezeli rakiplerinin bu rolü üstlenmesi, Franco’ya muhalif olanların Atletico Madrid’i desteklemeye başlamasını da beraberinde getirdi.
1950’lerden sonra Atletico tribünlerinde Real için “Hükümetin takımı, bu ülkenin utancı” tezahüratları yapıldı. Taraftarların kendileri için yaptığı ‘işçi sınıfı takımı’ nitelemesi popüler bir hale geldi.
Franco’nun 1975’te ölümünün ardından bu ayrım her geçen yıl bulanıklaştı. Real Madrid’in çok daha başarılı olması da sonraki nesillerin taraftarlarlık tercihlerini şekillendirdi.