1999 depreminden bu yana İstanbul’daki riskli okul binalarının yüzde 77’si olası bir depreme karşı güçlendirildi ya da yeniden yapıldı. Söz konusu konut ve işyeri olunca bu oran düşüyor. 15 yılda İstanbul’da depreme karşı risk taşıyan konut ve işyerlerinin sadece yüzde 13,4’ü yıkıldı.
1 milyon 600 bin binanın bulunduğu İstanbul’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre 77 bin 761’i konut, 10 bin 915’i işyeri olmak üzere toplam 88 bin 376 bina deprem riski taşıyor. Bu binalardan 11 bin 911’i son 15 yılda yeniden yapılmak üzere yıkıldı. Yani İstanbul’daki riskli konut ve işyerlerinin sadece yüzde 13,4’ü yıkıldı.
İstanbul’da 2000-2005 yılları arasında yapılan çalışmada 1998 öncesi yapılan kamu binası sayısı 2473 olarak belirlendi. Yapılan inceleme sonucunda 1450’ye yakın kamu binası deprem incelemesine alındı. Bu binalardan 992’si depreme karşı güçlendirildi.
İstanbul’da depreme karşı güçlendirilen kamu binalarında birincilik okullara ait. 540 okul binası depreme karşı güçlendirildi. 170 okul binası ise yıkılıp yeniden yapıldı. Halen inşaat, sözleşme ya da ihale aşamasında olanlarla birlikte İstanbul’daki okulların yüzde 77’si depreme karşı güvenli hale getirildi. Konut ve işyerlerindeki düşük rakama karşın okul binalarındaki yüksek rakamın sırrı 2006 yılında başlatılan İSMEP yani İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi.
Başarının sırrı İSMEP
Uluslararası çevrelerce dünyanın en büyük dönüşüm projesi olarak değerlendirilen İSMEP tamamen başını Dünya Bankası’nın çektiği uluslararası bankalarının para desteği ile yürüyor. Dünya Bankası’nın yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası da düşük faizli kredilerle projeyi destekliyor. Projenin amacı başta okullar olmak üzere kamu binalarını depreme karşı dayanıklı hale getirmek. İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi bünyesinde çalışan İSMEP kredi veren uluslararası kurumlarca sıkı denetleniyor ve yönlendiriliyor. Yabancı kurumlarla sağlanan işbirliği sonucu 2006’dan bu yana 8 yıl içinde İstanbul’daki okulların yüzde 77’sinin depreme dayanıklı hale getirildi.
Kentsel dönüşüm yıkımları hızlandırdı
Resmi binaların depreme karşı dayanıklı hale getirilmesindeki oransal başarı İstanbul’daki konutlar için söz konusu değil. Bunun en somut sebebi kamu binaları için 2006’da başlayan sağlamlaştırma ve yıkım çalışmaları konutlar için ancak 2012’de başlamış olması.
16 Mayıs 2012 tarihli 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun İstanbul’daki depreme karşı riskli konutların yıkılıp depreme dayanıklı olarak yeniden yapılmasını öngörüyor. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na belli alanları riskli bölge ilân edip yıkıp yeniden yapma hakkı verdi. Yasa kapsamında İstanbul’da 19 ayrı bölge riskli bölge ilân edildi. Buralarda yıkımın ardından depreme dayanıklı yeni binalar yapılacak. Yasanın getirdiği bir diğer yenilikse depreme karşı dayanıksız evlerin yıkılmasının ardından evi yıkılanlara kira yardımı uygulaması. Yasa kapsamına giren ev sayısı bir çığ gibi büyüyor. Son rakamlara göre, İstanbul’da ayda 1500 bina kentsel dönüşüm için bakanlığa başvuru yapıyor. 2013 yılı başında bu sayı ayda 50 civarındaydı.
Kentsel dönüşüme itiraz
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da yürütülen kentsel dönüşümün yanlış yapıldığı iddiasında. Görür’e göre bir kenti farklı amaçlar için dönüştürmekle deprem için dönüştürmek arasında fark olmalı:
"Yapılan dönüşüm deprem odaklı kentsel dönüşümler değil. Kentsel dönüşüm demek bir kenti deprem odaklı güvenli hale getirmek değildir. Kentsel dönüşüm denen uygulamayı bir müteahhitlik projesine dönüştürdüler. Rantı yüksek olan alanlarda pahalı pahalı binalar ve toplu konut yapıyorlar. Bir kenti depreme hazırlamak demek o kentte toplu konut projeleri yapmak değildir. Deprem odaklı dönüşüm yapacaksanız kentin tüm bileşenlerini deprem güvenli hale getirmeniz lazım. Altyapıdan tutun yolları, köprüleri, viyadükleri, barajları atık sistemlerini, şebekeleri bütün bunları depremde zarar görmeyecek hale dönüştüreceksiniz. Artık hangi binanın sağlam olduğuna bile müteahhitler karar veriyor. Rantı yüksek yerde çürük raporu alınarak yıkım kararı alınıp bina yapılıyor. Bakanlık da son zamanlarda bunu fark etti, yasada değişikliğe gitti. Kentsel dönüşüm diye bizi heyecanlandıran projede yanlış başladı."
Görür, 1999 depreminden bu yana 15 sene geçtiğini İstanbul’da depreme hazırlık için yapılanların yapılması gerekenlerin yanında devede kulak kaldığını söyledi.
Kaynak: Al Jazeera