- 2.09.2012 00:00
Bu yazımda ülkemizde eğitim konusunda yaşanan bazı konulara kısaca değinmeye çalışacağım.
1.Eş Durumu Tayinleri: Ülkemizin kanayan yaralarından birisi eş durumu tayinleridir. Her tayin döneminde eş durumu tayinleri haberleriyle sıkça karşılaşırız. Bu konuda sık sık Milli Eğitim Bakanı ve hükümet protesto edilir ve de eleştirilir. Eşlerin birbirinden yıllarca ayrı kalması, çocukların annesiz veya babasız büyümesi çok zor bir durumdur. Bu konunun çözülmesi elzemdir.
Peki bu konuda Milli Eğitim Bakanı ve hükümetin eleştirilmesi ne kadar doğrudur? Bu konuda açıkçası Milli Eğitim Bakanı ve hükümete biraz haksızlık yapıldığı kanısındayım. Şöyleki; bizim ülkemizde eş durumu tayini deyince akla ne gelir? Tabiî ki doğudaki eşin batıdaki eşin yanına veya kötü yerdeki eşin iyi yerdeki eşin yanına tayini gelir. Haksız mıyım?
Batıda veya iyi yerdeki eşin yanına gitmek haktır ama yer varsa haktır.
Norm fazlası olarak o insanların oralara verilmesi devletin kaynaklarının israf edilmesi demektir. Norm fazlası olarak il emrine o öğretmenlerin verilmesi demek o ile o branşta normal tayin döneminde yıllarca doğuda veya kötü yerlerde çalışan insanların tayin isteme haklarının ellerinden alınmasıdır. İl emri olayının kaldırılması çok iyi olmuştur. Böylece devlet kaynaklarının israfı önlenmiştir.
Eş durumu tayinlerinde eşler çift taraflı tayin isteyerek bu sorunun büyük ölçüde çözüleceği kanısındayım. Ama ben batıdan doğuya veya iyi yerden kötü yere tayin isteyemem diyen eşte ayrı yaşamayı baştan kabul etmiş olur ve de kimseye söyleyecek bir sözü de kalmaz.
Çift taraflı tayin formülüyle de bu sorun çözülmezse eşlerden birisi ücretsiz izne ayrılma hakkını kullanabilir.
2.Rotasyon: Ülkemizde yıllardır tartışılan eğitim sorunlarından biriside rotasyondur. Eğitimde rotasyonun şart olduğunu düşünüyorum. Tebdil-i mekanda ferahlık vardır demişler. Rotasyon öğretmenleri dinç tutacaktır, motivasyonu da artıracaktır. Uzun yıllar aynı yerde çalışan öğretmenlerin veriminin düştüğü bir gerçektir. Mesleğe 1975 yılında başlayıp 1980 yılında tayin olduğu okulda bugün itibari ile halen çalışan öğretmen arkadaşım var.
Öğretmenlere 8 yılda bir rotasyon şartı getirilebilir.
MEB son yıllarda aynı yerde belirli bir süre çalışan öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmesi ile ilgili çalışmalar yaptı. Okul müdürleri ve okul müdür yardımcılarının rotasyonu yapıldı ama öğretmenlerin rotasyonu ile ilgili sendikaların aşırı tepki vermesinden dolayı MEB geri adım attı.
Eğitimde kalitenin artırılması için MEB her kademesinde rotasyon şarttır.
3.Bağışlar: Her kayıt döneminde okula kayıt parası yani “Zorunlu” gönüllü bağış tartışması yaşanır. Kimse birbirini kandırmasın ülkemizde “Zorunlu” gönüllü bağış uygulaması vardır. Bu “Zorunlu” gönüllü bağış sadece kayıt döneminde değil her yıl devam eder. Okul Aile Birliği sene başındaki toplantıda “Zorunlu” gönüllü bağış miktarını belirler ve velilerden bir şekilde temin etmeye çalışır.
Bunları yazarken de tüm Okul Aile Birliklerini kesinlikle suçlamıyorum ve de keyfi davrandıklarını da iddia etmiyorum. Okulların bazı ihtiyaçları MEB tarafından karşılanıyor. Ama çoğu ihtiyaçları okul yönetimi ve Okul Aile Birliği tarafından velilerden toplanan “Zorunlu” gönüllü bağışlarla karşılanır. Bazı okul yönetimleri toplanan bu paralarla kendilerine sekreterde tutuyor. Demek ki bu da zorunlu bir ihtiyaç!
Okul yönetimleri eğitimden ziyade zorunlu ihtiyaçlar için para bulmaya çalışır.MEB okullarının ihtiyaçlarını tamamen karşılayarak velileri ve okul yönetimlerini bu çileden kurtarmalıdır. Okul yönetimleri asli işleri olan eğitim işlerine odaklanmalıdır.
4.İlksan: MEB’de yılların çözülemeyen sorunlarından birisi de “Zorunlu İlksan Üyeliği”dir. İlksan Sınıf Öğretmenlerinin yardımlaşması amacıyla kurulmuştur. Kuruluş amacı eminim çok iyidir ama zorunlu olması kesinlikle doğru değildir. Sınıf öğretmenlerinden her ay 25-30 TL İlksan’a para kesintisi yapılıyor. Bu para miktarı maaşın yüzde birinden fazladır.
Yıllardır sınıf öğretmenleri zorunlu üyeliğin kaldırılmasını talep ediyor. Son toplu sözleşmede bu sorunun çözümü için küçük bir adım atıldı. Artık mesleğe yeni başlayacak öğretmenler için İlksan üyeliği zorunlu olmaktan çıkarıldı ve de branş öğretmenleri de artık İlksan’a üye olabilecekler. Bu adım kesinlikle yeterli değildir.
Kısa zamanda yapılması gereken tüm öğretmenler için İlksan üyeliği zorunlu olmaktan çıkarılmalı ve de üyelikten ayrılacakların bu zamana kadar ödemiş olduğu paralar yasal faiziyle birlikte hak sahiplerine iade edilmelidir.
Bugün İlksan üyeliği gönüllü hale getirilse, üyelikten ayrılacak öğretmenlere verilecek olan paralar İlksan’ın kasasında veya gayrimenkullerinde var mıdır? Yok diyorsanız o paralar kimin cebine gitti. Esasın da zorunlu İlksan yönetiminin zorunlu üyelikte ısrarının arkasında bu var diye düşünüyorum. Çünkü üyelik gönüllü hale gelince ayrılacak öğretmen sayısı o kadar çok ki…
Kalın sağlıcakla
Yorum Yap